Şuarâ Suresi

الشعراء

    26:1

  • بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ طسٓمٓ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Tâ, Sîn, Mîm.

  • 26:2

  • تِلْكَ ءَايَٰتُ ٱلْكِتَٰبِ ٱلْمُبِينِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bunlar sana apaçık kitabın âyetleridir.

  • 26:3

  • لَعَلَّكَ بَٰخِعٌۭ نَّفْسَكَ أَلَّا يَكُونُوا۟ مُؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye adeta kendine kıyacaksın!

  • 26:4

  • إِن نَّشَأْ نُنَزِّلْ عَلَيْهِم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ ءَايَةًۭ فَظَلَّتْ أَعْنَٰقُهُمْ لَهَا خَٰضِعِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz dilersek onların üzerlerine gökten bir âyet (mucize) indiririz de, ona boyunları eğilekalır.

  • 26:5

  • وَمَا يَأْتِيهِم مِّن ذِكْرٍۢ مِّنَ ٱلرَّحْمَٰنِ مُحْدَثٍ إِلَّا كَانُوا۟ عَنْهُ مُعْرِضِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bununla beraber kendilerine O Rahmân'dan yeni bir öğüt gelmeyedursun, ille ondan yüz çevirirler.

  • 26:6

  • فَقَدْ كَذَّبُوا۟ فَسَيَأْتِيهِمْ أَنۢبَٰٓؤُا۟ مَا كَانُوا۟ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Üstelik (ona) "yalandır" dediler; fakat onlara alay edip durdukları şeyin haberleri yakında gelecektir.

  • 26:7

  • أَوَلَمْ يَرَوْا۟ إِلَى ٱلْأَرْضِ كَمْ أَنۢبَتْنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوْجٍۢ كَرِيمٍ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Yeryüzüne bir bakmadılar mı? Biz orada her güzel çiftten nice bitkiler yetiştirmişiz.

  • 26:8

  • إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۭ ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz ki bunda mutlak bir âyet (nişane) vardır; ama onların çoğu iman etmezler.

  • 26:9

  • وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve şüphe yok ki Rabbin, galip ve engin merhamet sahibidir.

  • 26:10

  • وَإِذْ نَادَىٰ رَبُّكَ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱئْتِ ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bir vakit de Rabbin, Musa'ya nida edip "Git o zalim kavme" dedi.

  • 26:11

  • قَوْمَ فِرْعَوْنَ ۚ أَلَا يَتَّقُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Firavun kavmine, hâlâ sakınmayacaklar mı?"

  • 26:12

  • قَالَ رَبِّ إِنِّىٓ أَخَافُ أَن يُكَذِّبُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Musa) şöyle seslendi: "Ya Rab! Doğrusu ben korkarım ki beni yalancı sayarlar."

  • 26:13

  • وَيَضِيقُ صَدْرِى وَلَا يَنطَلِقُ لِسَانِى فَأَرْسِلْ إِلَىٰ هَٰرُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ve göğsüm daralır, dilim dönmez, onun için Harun'a da elçilik ver."

  • 26:14

  • وَلَهُمْ عَلَىَّ ذَنۢبٌۭ فَأَخَافُ أَن يَقْتُلُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Hem onların bana isnad ettikleri bir suç var. Ondan dolayı korkarım ki, hemen beni öldürürler."

  • 26:15

  • قَالَ كَلَّا ۖ فَٱذْهَبَا بِـَٔايَٰتِنَآ ۖ إِنَّا مَعَكُم مُّسْتَمِعُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Allah): "Hayır hayır" buyurdu, "haydi ikiniz âyetlerimizle (mucizelerimizle) gidin. Şüphesiz ki, biz sizinle beraberiz. (Onları) işitiyoruz."

  • 26:16

  • فَأْتِيَا فِرْعَوْنَ فَقُولَآ إِنَّا رَسُولُ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Haydin Firavun'a gidin de deyin ki: İnan biz, âlemlerin Rabbinin elçisiyiz.

  • 26:17

  • أَنْ أَرْسِلْ مَعَنَا بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İsrail oğullarını bizimle beraber gönder."

  • 26:18

  • قَالَ أَلَمْ نُرَبِّكَ فِينَا وَلِيدًۭا وَلَبِثْتَ فِينَا مِنْ عُمُرِكَ سِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Â, dedi, biz seni çocukken himayemize alıp büyütmedik mi? Hayatının bir çok yıllarını aramızda geçirmedin mi?"

  • 26:19

  • وَفَعَلْتَ فَعْلَتَكَ ٱلَّتِى فَعَلْتَ وَأَنتَ مِنَ ٱلْكَٰفِرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Sonunda o yaptığın (kötü) işi de yaptın. Sen nankörün birisin!"

  • 26:20

  • قَالَ فَعَلْتُهَآ إِذًۭا وَأَنَا۠ مِنَ ٱلضَّآلِّينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Musa, "Ben, dedi, o işi o anda yaptım ki şaşkınlardandım."

  • 26:21

  • فَفَرَرْتُ مِنكُمْ لَمَّا خِفْتُكُمْ فَوَهَبَ لِى رَبِّى حُكْمًۭا وَجَعَلَنِى مِنَ ٱلْمُرْسَلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hikmet bahşetti ve beni peygamberlerden kıldı."

  • 26:22

  • وَتِلْكَ نِعْمَةٌۭ تَمُنُّهَا عَلَىَّ أَنْ عَبَّدتَّ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "O başıma kaktığın nimet de (aslında) İsrail oğullarını kendine köle edinmiş olmandır. "

  • 26:23

  • قَالَ فِرْعَوْنُ وَمَا رَبُّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Firavun şöyle dedi: "Âlemlerin Rabbi dediğin nedir ki?"

  • 26:24

  • قَالَ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَآ ۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Musa cevap olarak: "Eğer işin gerçeğini düşünüp anlayan kişiler olsanız (itiraf edersiniz ki) O, göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi'dir."

  • 26:25

  • قَالَ لِمَنْ حَوْلَهُۥٓ أَلَا تَسْتَمِعُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Firavun) etrafında bulunanlara: "İşitmiyor musunuz?" dedi.

  • 26:26

  • قَالَ رَبُّكُمْ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلْأَوَّلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Musa dedi ki: "O sizin de Rabbiniz, daha önce ki atalarınızın da Rabbidir."

  • 26:27

  • قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ ٱلَّذِىٓ أُرْسِلَ إِلَيْكُمْ لَمَجْنُونٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Firavun): "Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir" dedi.

  • 26:28

  • قَالَ رَبُّ ٱلْمَشْرِقِ وَٱلْمَغْرِبِ وَمَا بَيْنَهُمَآ ۖ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Musa devamla şöyle söyledi: "Şayet aklınızı kullansanız (anlarsınız ki), O, doğunun, batının ve ikisinin arasında bulunanların Rabbidir."

  • 26:29

  • قَالَ لَئِنِ ٱتَّخَذْتَ إِلَٰهًا غَيْرِى لَأَجْعَلَنَّكَ مِنَ ٱلْمَسْجُونِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Firavun: "Benden başkasını ilâh tutarsan, andolsun ki seni zindana kapatılmışlardan ederim" dedi.

  • 26:30

  • قَالَ أَوَلَوْ جِئْتُكَ بِشَىْءٍۢ مُّبِينٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Musa sordu: "Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?"

  • 26:31

  • قَالَ فَأْتِ بِهِۦٓ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Firavun: "Haydi getir onu bakayım, doğrulardan isen" dedi.

  • 26:32

  • فَأَلْقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِىَ ثُعْبَانٌۭ مُّبِينٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bunun üzerine Musa asâsını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi.

  • 26:33

  • وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِىَ بَيْضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Elini de (koynundan) çekti çıkardı; bakanlara bembeyaz (görünen, nur saçan bir şey) oluverdi.

  • 26:34

  • قَالَ لِلْمَلَإِ حَوْلَهُۥٓ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ عَلِيمٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Firavun çevresinde bulunan ileri gelenlere: "Bu dedi, herhalde çok bilgili bir sihirbaz!"

  • 26:35

  • يُرِيدُ أَن يُخْرِجَكُم مِّنْ أَرْضِكُم بِسِحْرِهِۦ فَمَاذَا تَأْمُرُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?"

  • 26:36

  • قَالُوٓا۟ أَرْجِهْ وَأَخَاهُ وَٱبْعَثْ فِى ٱلْمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Dediler ki: "Bunu ve kardeşini eğle, şehirlere de toplayıcılar gönder."

  • 26:37

  • يَأْتُوكَ بِكُلِّ سَحَّارٍ عَلِيمٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler."

  • 26:38

  • فَجُمِعَ ٱلسَّحَرَةُ لِمِيقَٰتِ يَوْمٍۢ مَّعْلُومٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Böylece, sihirbazlar belli bir günün tayin edilen vaktinde bir araya getirildi.

  • 26:39

  • وَقِيلَ لِلنَّاسِ هَلْ أَنتُم مُّجْتَمِعُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Halka, "Siz de toplanıyor musunuz? (Haydi çabuk olun)" denildi.

  • 26:40

  • لَعَلَّنَا نَتَّبِعُ ٱلسَّحَرَةَ إِن كَانُوا۟ هُمُ ٱلْغَٰلِبِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Üstün gelirlerse herhalde sihirbazlara uyarız" dediler.

  • 26:41

  • فَلَمَّا جَآءَ ٱلسَّحَرَةُ قَالُوا۟ لِفِرْعَوْنَ أَئِنَّ لَنَا لَأَجْرًا إِن كُنَّا نَحْنُ ٱلْغَٰلِبِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sihirbazlar geldiklerinde Firavun'a "Şayet biz üstün gelirsek, muhakkak bize bir ücret vardır, değil mi?" dediler.

  • 26:42

  • قَالَ نَعَمْ وَإِنَّكُمْ إِذًۭا لَّمِنَ ٱلْمُقَرَّبِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Firavun cevaben: "Evet, o takdirde hiç şüphe etmeyin, gözde kimselerden olacaksınız" dedi.

  • 26:43

  • قَالَ لَهُم مُّوسَىٰٓ أَلْقُوا۟ مَآ أَنتُم مُّلْقُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Musa onlara "Atın, ne atacaksanız" dedi.

  • 26:44

  • فَأَلْقَوْا۟ حِبَالَهُمْ وَعِصِيَّهُمْ وَقَالُوا۟ بِعِزَّةِ فِرْعَوْنَ إِنَّا لَنَحْنُ ٱلْغَٰلِبُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bunun üzerine iplerini ve değneklerini attılar ve "Firavun'un kudreti hakkı için şüphesiz elbette bizler galip geleceğiz" dediler.

  • 26:45

  • فَأَلْقَىٰ مُوسَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِىَ تَلْقَفُ مَا يَأْفِكُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ardından Musa asâsını attı; bir de ne görsünler, onların uydurduklarını yutuyor!

  • 26:46

  • فَأُلْقِىَ ٱلسَّحَرَةُ سَٰجِدِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sihirbazlar derhal secdeye kapandılar.

  • 26:47

  • قَالُوٓا۟ ءَامَنَّا بِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "İman ettik, dediler, Âlemlerin Rabbine "

  • 26:48

  • رَبِّ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Musa ve Harun'un Rabbine!"

  • 26:49

  • قَالَ ءَامَنتُمْ لَهُۥ قَبْلَ أَنْ ءَاذَنَ لَكُمْ ۖ إِنَّهُۥ لَكَبِيرُكُمُ ٱلَّذِى عَلَّمَكُمُ ٱلسِّحْرَ فَلَسَوْفَ تَعْلَمُونَ ۚ لَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُم مِّنْ خِلَٰفٍۢ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ أَجْمَعِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Firavun (kızgınlık içinde) dedi ki: "Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz ha! Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama şimdi bileceksiniz: Andolsun, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama ke stireceğim, hepinizi çarmıha gerdireceğim!"

  • 26:50

  • قَالُوا۟ لَا ضَيْرَ ۖ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا مُنقَلِبُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Zararı yok dediler nasıl olsa biz Rabbimize döneceğiz."

  • 26:51

  • إِنَّا نَطْمَعُ أَن يَغْفِرَ لَنَا رَبُّنَا خَطَٰيَٰنَآ أَن كُنَّآ أَوَّلَ ٱلْمُؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Herhalde biz müminlerin evveli olduğumuzdan dolayı, Rabbimizin bize mağfiret buyuracağını ümit ederiz"

  • 26:52

  • ۞ وَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِىٓ إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz, Musa'ya: "Kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz" diye vahyettik.

  • 26:53

  • فَأَرْسَلَ فِرْعَوْنُ فِى ٱلْمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Firavun da şehirlere (asker) toplayıcılar gönderdi:

  • 26:54

  • إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَشِرْذِمَةٌۭ قَلِيلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Esasen bunlar, sayıları azar azar, bölük pörçük bir cemaattır."

  • 26:55

  • وَإِنَّهُمْ لَنَا لَغَآئِظُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "(Böyle iken) hakkımızda çok gayz (öfke) besliyorlar. "

  • 26:56

  • وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَٰذِرُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Biz ise, elbette uyanık (ve tekvücut) bir cemaatız." (diyor ve dedirtiyordu.)

  • 26:57

  • فَأَخْرَجْنَٰهُم مِّن جَنَّٰتٍۢ وَعُيُونٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ama (sonunda) biz, onları (Firavun ve kavmini) bahçelerden, pınarlardan,

  • 26:58

  • وَكُنُوزٍۢ وَمَقَامٍۢ كَرِيمٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hazinelerden ve şerefli makamlardan çıkardık.

  • 26:59

  • كَذَٰلِكَ وَأَوْرَثْنَٰهَا بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve onlara İsrail oğullarını mirasçı yaptık.

  • 26:60

  • فَأَتْبَعُوهُم مُّشْرِقِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Derken (Firavun ve adamları) güneş doğmuştu ki, onların ardına düştüler.

  • 26:61

  • فَلَمَّا تَرَٰٓءَا ٱلْجَمْعَانِ قَالَ أَصْحَٰبُ مُوسَىٰٓ إِنَّا لَمُدْرَكُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın adamları "Eyvah, yakalandık! dediler.

  • 26:62

  • قَالَ كَلَّآ ۖ إِنَّ مَعِىَ رَبِّى سَيَهْدِينِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Musa: "Hayır, aslâ! dedi, Rabbim şüphesiz benimledir, bana yolunu gösterecektir."

  • 26:63

  • فَأَوْحَيْنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱضْرِب بِّعَصَاكَ ٱلْبَحْرَ ۖ فَٱنفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرْقٍۢ كَٱلطَّوْدِ ٱلْعَظِيمِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bunun üzerine Musa'ya "Vur asân ile denize" diye vahyettik; vurunca bir infilak etti, her bölük koca bir dağ gibi oluverdi,

  • 26:64

  • وَأَزْلَفْنَا ثَمَّ ٱلْءَاخَرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ötekilerini de buraya yanaştırıvermiştik.

  • 26:65

  • وَأَنجَيْنَا مُوسَىٰ وَمَن مَّعَهُۥٓ أَجْمَعِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Musa ve beraberindekilerin hepsini kurtardık,

  • 26:66

  • ثُمَّ أَغْرَقْنَا ٱلْءَاخَرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sonra da ötekileri suda boğduk.

  • 26:67

  • إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۭ ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz bunda bir âyet (ibret) vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.

  • 26:68

  • وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve şüphesiz, işte o Rabbin, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

  • 26:69

  • وَٱتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَأَ إِبْرَٰهِيمَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Resulüm!) onlara İbrahim'in kıssasını da naklet.

  • 26:70

  • إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوْمِهِۦ مَا تَعْبُدُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hani o, babasına ve kavmine, "Neye tapıyorsunuz?" demişti.

  • 26:71

  • قَالُوا۟ نَعْبُدُ أَصْنَامًۭا فَنَظَلُّ لَهَا عَٰكِفِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Birtakım putlara taparız da onlar sayesinde toplanırız" dediler.

  • 26:72

  • قَالَ هَلْ يَسْمَعُونَكُمْ إِذْ تَدْعُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İbrahim "Peki, dedi, yalvardığınızda onlar sizi işitiyorlar mı?"

  • 26:73

  • أَوْ يَنفَعُونَكُمْ أَوْ يَضُرُّونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Veya size fayda veya zararları olur mu?"

  • 26:74

  • قَالُوا۟ بَلْ وَجَدْنَآ ءَابَآءَنَا كَذَٰلِكَ يَفْعَلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Yok, dediler, ama biz babalarımızı böyle yapar bulduk."

  • 26:75

  • قَالَ أَفَرَءَيْتُم مَّا كُنتُمْ تَعْبُدُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İbrahim dedi ki: "İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın olsun, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?"

  • 26:76

  • أَنتُمْ وَءَابَآؤُكُمُ ٱلْأَقْدَمُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İbrahim dedi ki: "İyi ama, ister sizin, ister önceki atalarınızın olsun, neye taptığınızı (biraz olsun) düşündünüz mü?"

  • 26:77

  • فَإِنَّهُمْ عَدُوٌّۭ لِّىٓ إِلَّا رَبَّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Hep onlar benim düşmanımdır; ancak âlemlerin Rabbi (benim dostumdur)"

  • 26:78

  • ٱلَّذِى خَلَقَنِى فَهُوَ يَهْدِينِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "O ki, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir,"

  • 26:79

  • وَٱلَّذِى هُوَ يُطْعِمُنِى وَيَسْقِينِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Beni yediren, içirendir,"

  • 26:80

  • وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Hastalandığım zaman bana O, şifâ verir."

  • 26:81

  • وَٱلَّذِى يُمِيتُنِى ثُمَّ يُحْيِينِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "O ki, benim canımı alacak, sonra diriltecektir. "

  • 26:82

  • وَٱلَّذِىٓ أَطْمَعُ أَن يَغْفِرَ لِى خَطِيٓـَٔتِى يَوْمَ ٱلدِّينِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ve hesap günü, hatamı bağışlayacağını umduğumdur."

  • 26:83

  • رَبِّ هَبْ لِى حُكْمًۭا وَأَلْحِقْنِى بِٱلصَّٰلِحِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ya Rab! Bana hikmet (hüküm) ver ve beni iyiler (zümresin)e kat."

  • 26:84

  • وَٱجْعَل لِّى لِسَانَ صِدْقٍۢ فِى ٱلْءَاخِرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Sonra gelecekler içinde beni doğrulukla anılanlardan eyle!"

  • 26:85

  • وَٱجْعَلْنِى مِن وَرَثَةِ جَنَّةِ ٱلنَّعِيمِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ve beni naîm (nimeti bol) cennetin varislerinden eyle!"

  • 26:86

  • وَٱغْفِرْ لِأَبِىٓ إِنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلضَّآلِّينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Babamı da bağışla, çünkü o yanlış gidenlerdendir. "

  • 26:87

  • وَلَا تُخْزِنِى يَوْمَ يُبْعَثُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "(İnsanların) diriltilecekleri gün, beni mahcub etme."

  • 26:88

  • يَوْمَ لَا يَنفَعُ مَالٌۭ وَلَا بَنُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar!"

  • 26:89

  • إِلَّا مَنْ أَتَى ٱللَّهَ بِقَلْبٍۢ سَلِيمٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ancak Allah'a temiz bir kalple gelenler o günde (kurtuluşa erer)."

  • 26:90

  • وَأُزْلِفَتِ ٱلْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (O gün) Cennet müttakilere yaklaştırılmıştır.

  • 26:91

  • وَبُرِّزَتِ ٱلْجَحِيمُ لِلْغَاوِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Azgınlar için de cehennem hortlatılmıştır.

  • 26:92

  • وَقِيلَ لَهُمْ أَيْنَ مَا كُنتُمْ تَعْبُدُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlara, "Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?" denilir.

  • 26:93

  • مِن دُونِ ٱللَّهِ هَلْ يَنصُرُونَكُمْ أَوْ يَنتَصِرُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlara, "Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, hani nerede? Size yardım edebiliyorlar mı veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı?" denilir.

  • 26:94

  • فَكُبْكِبُوا۟ فِيهَا هُمْ وَٱلْغَاوُۥنَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve arkasından hep onlar (putlar ve azgınlar) o cehennemin içine fırlatılmaktadırlar.

  • 26:95

  • وَجُنُودُ إِبْلِيسَ أَجْمَعُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki:

  • 26:96

  • قَالُوا۟ وَهُمْ فِيهَا يَخْتَصِمُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve bütün o İblis orduları onun içinde birbirleriyle çekişirlerken dediler ki:

  • 26:97

  • تَٱللَّهِ إِن كُنَّا لَفِى ضَلَٰلٍۢ مُّبِينٍ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."

  • 26:98

  • إِذْ نُسَوِّيكُم بِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Çünkü biz sizi, âlemlerin Rabbi ile bir seviyede tutuyorduk."

  • 26:99

  • وَمَآ أَضَلَّنَآ إِلَّا ٱلْمُجْرِمُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ve bizi hep o günahkarlar saptırdı."

  • 26:100

  • فَمَا لَنَا مِن شَٰفِعِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Bak bizim için ne şefaatçiler var,"

  • 26:101

  • وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ne de yakın bir dost."

  • 26:102

  • فَلَوْ أَنَّ لَنَا كَرَّةًۭ فَنَكُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de, müminlerden olabilseydik."

  • 26:103

  • إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۭ ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır; oysa çokları iman etmiş değillerdir.

  • 26:104

  • وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

  • 26:105

  • كَذَّبَتْ قَوْمُ نُوحٍ ٱلْمُرْسَلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Nuh kavmi de peygamberleri yalancılıkla itham etti.

  • 26:106

  • إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ نُوحٌ أَلَا تَتَّقُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hani kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"

  • 26:107

  • إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Haberiniz olsun ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir Peygamberim.

  • 26:108

  • فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."

  • 26:109

  • وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafaatımı verecek olan ancak, âlemlerin Rabbidir."

  • 26:110

  • فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Gelin, artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."

  • 26:111

  • ۞ قَالُوٓا۟ أَنُؤْمِنُ لَكَ وَٱتَّبَعَكَ ٱلْأَرْذَلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Â, dediler, senin ardına hep düşük kimseler düşmüşken, biz sana hiç inanır mıyız?"

  • 26:112

  • قَالَ وَمَا عِلْمِى بِمَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Nuh dedi ki: "Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur."

  • 26:113

  • إِنْ حِسَابُهُمْ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّى ۖ لَوْ تَشْعُرُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Düşünsenize!"

  • 26:114

  • وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلْمُؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Hem ben iman edenleri kovmaya memur değilim."

  • 26:115

  • إِنْ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٌۭ مُّبِينٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."

  • 26:116

  • قَالُوا۟ لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلْمَرْجُومِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Dediler ki: "Ey Nuh! Eğer vazgeçmezsen, iyi bil ki, taşa tutulanlardan olacaksın!"

  • 26:117

  • قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوْمِى كَذَّبُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Nuh: "Rabbim! dedi, kavmim beni yalancılıkla itham etti."

  • 26:118

  • فَٱفْتَحْ بَيْنِى وَبَيْنَهُمْ فَتْحًۭا وَنَجِّنِى وَمَن مَّعِىَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar."

  • 26:119

  • فَأَنجَيْنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِى ٱلْفُلْكِ ٱلْمَشْحُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.

  • 26:120

  • ثُمَّ أَغْرَقْنَا بَعْدُ ٱلْبَاقِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sonra da arkasında kalanları suda boğduk.

  • 26:121

  • إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۭ ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz bunda mutlak bir âyet (alınacak ders) vardır; ama çokları iman etmiş değillerdir.

  • 26:122

  • وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

  • 26:123

  • كَذَّبَتْ عَادٌ ٱلْمُرْسَلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Âd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti.

  • 26:124

  • إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hani kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"

  • 26:125

  • إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Haberiniz olsun ki ben, size gönderilmiş, güvenilir bir Peygamberim."

  • 26:126

  • فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Gelin artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin."

  • 26:127

  • وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir. "

  • 26:128

  • أَتَبْنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ ءَايَةًۭ تَعْبَثُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Siz her tepeye bir alâmet bina edip eğlenir durur musunuz?"

  • 26:129

  • وَتَتَّخِذُونَ مَصَانِعَ لَعَلَّكُمْ تَخْلُدُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz?"

  • 26:130

  • وَإِذَا بَطَشْتُم بَطَشْتُمْ جَبَّارِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Hem tuttuğunuz zaman merhametsiz zorbalar gibi tutuyorsunuz."

  • 26:131

  • فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin."

  • 26:132

  • وَٱتَّقُوا۟ ٱلَّذِىٓ أَمَدَّكُم بِمَا تَعْلَمُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "O Allah'tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri vermekte,"

  • 26:133

  • أَمَدَّكُم بِأَنْعَٰمٍۢ وَبَنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Davarlar, oğullar,"

  • 26:134

  • وَجَنَّٰتٍۢ وَعُيُونٍ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Cennet gibi bağlar, bahçeler, pınarlar ihsan etmektedir."

  • 26:135

  • إِنِّىٓ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Cidden ben sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkuyorum."

  • 26:136

  • قَالُوا۟ سَوَآءٌ عَلَيْنَآ أَوَعَظْتَ أَمْ لَمْ تَكُن مِّنَ ٱلْوَٰعِظِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Dediler ki: "Sen ha vaaz etmişsin, ha vaaz edenlerden olmamışsın, bizce birdir."

  • 26:137

  • إِنْ هَٰذَآ إِلَّا خُلُقُ ٱلْأَوَّلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Bu sırf eskilerin âdetidir."

  • 26:138

  • وَمَا نَحْنُ بِمُعَذَّبِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Biz azaba uğratılacak da değiliz."

  • 26:139

  • فَكَذَّبُوهُ فَأَهْلَكْنَٰهُمْ ۗ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۭ ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Böylece onu yalancı saydılar; biz de kendilerini helak ettik. Şüphesiz bunda mutlak bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir.

  • 26:140

  • وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

  • 26:141

  • كَذَّبَتْ ثَمُودُ ٱلْمُرْسَلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Semûd (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti.

  • 26:142

  • إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ صَٰلِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hani kardeşleri Salih onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"

  • 26:143

  • إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."

  • 26:144

  • فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."

  • 26:145

  • وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Buna karşılık ben sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir."

  • 26:146

  • أَتُتْرَكُونَ فِى مَا هَٰهُنَآ ءَامِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Siz burada güven içinde bırakılacak mısınız?"

  • 26:147

  • فِى جَنَّٰتٍۢ وَعُيُونٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Bahçelerin, pınarların içinde,"

  • 26:148

  • وَزُرُوعٍۢ وَنَخْلٍۢ طَلْعُهَا هَضِيمٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ekinlerin, salkımları sarkmış hurmalar arasında,"

  • 26:149

  • وَتَنْحِتُونَ مِنَ ٱلْجِبَالِ بُيُوتًۭا فَٰرِهِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ki bir de dağlardan keyifli keyifli kâşâneler oyuyorsunuz."

  • 26:150

  • فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Gelin! Allah'tan korkun da bana itaat edin."

  • 26:151

  • وَلَا تُطِيعُوٓا۟ أَمْرَ ٱلْمُسْرِفِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın."

  • 26:152

  • ٱلَّذِينَ يُفْسِدُونَ فِى ٱلْأَرْضِ وَلَا يُصْلِحُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Yeryüzünde bozgunculuk yapıp dirlik düzenlik vermeyen bozguncuların emrine uymayın."

  • 26:153

  • قَالُوٓا۟ إِنَّمَآ أَنتَ مِنَ ٱلْمُسَحَّرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Sen dediler, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin!"

  • 26:154

  • مَآ أَنتَ إِلَّا بَشَرٌۭ مِّثْلُنَا فَأْتِ بِـَٔايَةٍ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize bir âyet (mucize) getir."

  • 26:155

  • قَالَ هَٰذِهِۦ نَاقَةٌۭ لَّهَا شِرْبٌۭ وَلَكُمْ شِرْبُ يَوْمٍۢ مَّعْلُومٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Salih "İşte (mucize) bu dişi devedir; su içme hakkı (bir gün) onundur, belli bir günün içme hakkı da sizin" dedi.

  • 26:156

  • وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوٓءٍۢ فَيَأْخُذَكُمْ عَذَابُ يَوْمٍ عَظِيمٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Sakın ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalayıverir."

  • 26:157

  • فَعَقَرُوهَا فَأَصْبَحُوا۟ نَٰدِمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Derken onu kestiler; fakat pişman da oldular.

  • 26:158

  • فَأَخَذَهُمُ ٱلْعَذَابُ ۗ إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۭ ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır, ama çokları iman etmiş değillerdir.

  • 26:159

  • وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve şüphesiz Rabbin, işte O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

  • 26:160

  • كَذَّبَتْ قَوْمُ لُوطٍ ٱلْمُرْسَلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Lût (kavmi) de peygamberleri yalancılıkla itham etti.

  • 26:161

  • إِذْ قَالَ لَهُمْ أَخُوهُمْ لُوطٌ أَلَا تَتَّقُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hani kardeşleri Lût onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan kormaz mısınız?"

  • 26:162

  • إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."

  • 26:163

  • فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Gelin artık, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."

  • 26:164

  • وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan ancak âlemlerin Rabbidir."

  • 26:165

  • أَتَأْتُونَ ٱلذُّكْرَانَ مِنَ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "İnsanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz?"

  • 26:166

  • وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمْ رَبُّكُم مِّنْ أَزْوَٰجِكُم ۚ بَلْ أَنتُمْ قَوْمٌ عَادُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Bırakıyorsunuz da sizler için yarattığı eşleri! Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!"

  • 26:167

  • قَالُوا۟ لَئِن لَّمْ تَنتَهِ يَٰلُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلْمُخْرَجِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlar şöyle dediler: "Ey Lût! (Bu davadan) vazgeçmezsen, iyi bilki, sürülenlerden olacaksın."

  • 26:168

  • قَالَ إِنِّى لِعَمَلِكُم مِّنَ ٱلْقَالِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Lût "Doğrusu ben, dedi, sizin bu işinize buğzedenlerdenim."

  • 26:169

  • رَبِّ نَجِّنِى وَأَهْلِى مِمَّا يَعْمَلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Yâ Rabbi! Beni ve ailemi onların yapageldiklerin(in vebalin)den kurtar."

  • 26:170

  • فَنَجَّيْنَٰهُ وَأَهْلَهُۥٓ أَجْمَعِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz de onu ve ailesinin tamamını kurtardık,

  • 26:171

  • إِلَّا عَجُوزًۭا فِى ٱلْغَٰبِرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ancak (geride) bir yaşlı kadın kaldı.

  • 26:172

  • ثُمَّ دَمَّرْنَا ٱلْءَاخَرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sonra geridekilerin hepsini helak ettik.

  • 26:173

  • وَأَمْطَرْنَا عَلَيْهِم مَّطَرًۭا ۖ فَسَآءَ مَطَرُ ٱلْمُنذَرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, (uyarılanların) o yağmuru ne kötü bir yağmurdu!

  • 26:174

  • إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۭ ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir.

  • 26:175

  • وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve şüphesiz Rabbin, işte O mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

  • 26:176

  • كَذَّبَ أَصْحَٰبُ لْـَٔيْكَةِ ٱلْمُرْسَلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Eyke halkı da peygamberleri yalancılıkla itham etti.

  • 26:177

  • إِذْ قَالَ لَهُمْ شُعَيْبٌ أَلَا تَتَّقُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hani Şuayb onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?"

  • 26:178

  • إِنِّى لَكُمْ رَسُولٌ أَمِينٌۭ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim."

  • 26:179

  • فَٱتَّقُوا۟ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Gelin, Allah'tan korkun ve bana itaat edin."

  • 26:180

  • وَمَآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ ۖ إِنْ أَجْرِىَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Buna karşılık ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatımı verecek olan yalnız âlemlerin Rabbidir."

  • 26:181

  • ۞ أَوْفُوا۟ ٱلْكَيْلَ وَلَا تَكُونُوا۟ مِنَ ٱلْمُخْسِرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın."

  • 26:182

  • وَزِنُوا۟ بِٱلْقِسْطَاسِ ٱلْمُسْتَقِيمِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ve doğru terazi ile tartın."

  • 26:183

  • وَلَا تَبْخَسُوا۟ ٱلنَّاسَ أَشْيَآءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا۟ فِى ٱلْأَرْضِ مُفْسِدِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Halkın eşyalarını değerinden düşürmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın."

  • 26:184

  • وَٱتَّقُوا۟ ٱلَّذِى خَلَقَكُمْ وَٱلْجِبِلَّةَ ٱلْأَوَّلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "O sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan Allah'tan korkun."

  • 26:185

  • قَالُوٓا۟ إِنَّمَآ أَنتَ مِنَ ٱلْمُسَحَّرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlar şöyle dediler: "Sen, olsa olsa iyice büyülenmiş birisin."

  • 26:186

  • وَمَآ أَنتَ إِلَّا بَشَرٌۭ مِّثْلُنَا وَإِن نَّظُنُّكَ لَمِنَ ٱلْكَٰذِبِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Sen de bizim gibi bir beşerden başka nesin? Bil ki, biz seni ancak yalancılardan biri sayıyoruz."

  • 26:187

  • فَأَسْقِطْ عَلَيْنَا كِسَفًۭا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Şayet doğru sözlülerden isen, üstümüze gökten bir parça düşürüver."

  • 26:188

  • قَالَ رَبِّىٓ أَعْلَمُ بِمَا تَعْمَلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şuayb, "Rabbim, yaptıklarınızı en iyi bilendir" dedi.

  • 26:189

  • فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمْ عَذَابُ يَوْمِ ٱلظُّلَّةِ ۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hülasa, onu yalancı saydılar da kendilerini o gölge gününün azabı yakalayıverdi. O cidden büyük bir günün azabı idi!

  • 26:190

  • إِنَّ فِى ذَٰلِكَ لَءَايَةًۭ ۖ وَمَا كَانَ أَكْثَرُهُم مُّؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır. Ama çokları iman etmiş değillerdir.

  • 26:191

  • وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلْعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve şüphesiz Rabbin, işte O, mutlak galip ve engin merhamet sahibidir.

  • 26:192

  • وَإِنَّهُۥ لَتَنزِيلُ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve muhakkak ki bu (Kur'ân) âlemlerin Rabbinin indirmesidir.

  • 26:193

  • نَزَلَ بِهِ ٱلرُّوحُ ٱلْأَمِينُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Resulüm!) Onu Rûhu'lemin (Cebrail) indirdi;

  • 26:194

  • عَلَىٰ قَلْبِكَ لِتَكُونَ مِنَ ٱلْمُنذِرِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Uyarıcılardan olasın diye senin kalbin üzerine;

  • 26:195

  • بِلِسَانٍ عَرَبِىٍّۢ مُّبِينٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Açık parlak bir Arapça lisan ile.

  • 26:196

  • وَإِنَّهُۥ لَفِى زُبُرِ ٱلْأَوَّلِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O, şüphesiz daha öncekilerin kitaplarında da vardı.

  • 26:197

  • أَوَلَمْ يَكُن لَّهُمْ ءَايَةً أَن يَعْلَمَهُۥ عُلَمَٰٓؤُا۟ بَنِىٓ إِسْرَٰٓءِيلَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İsrailoğulları bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir âyet (delil) değil midir?

  • 26:198

  • وَلَوْ نَزَّلْنَٰهُ عَلَىٰ بَعْضِ ٱلْأَعْجَمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu o okusaydı, yine de ona iman etmezlerdi.

  • 26:199

  • فَقَرَأَهُۥ عَلَيْهِم مَّا كَانُوا۟ بِهِۦ مُؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik de, bunu o okusaydı, yine de ona iman etmezlerdi.

  • 26:200

  • كَذَٰلِكَ سَلَكْنَٰهُ فِى قُلُوبِ ٱلْمُجْرِمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

  • 26:201

  • لَا يُؤْمِنُونَ بِهِۦ حَتَّىٰ يَرَوُا۟ ٱلْعَذَابَ ٱلْأَلِيمَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Böylece onu günahkarların kalplerine soktuk. (okuyup anladılar, ama yine de) acıklı azabı görünceye kadar ona iman etmezler.

  • 26:202

  • فَيَأْتِيَهُم بَغْتَةًۭ وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte bu (azab) onlara, kendileri farkında olmadan, ansızın geliverecektir.

  • 26:203

  • فَيَقُولُوا۟ هَلْ نَحْنُ مُنظَرُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O zaman "Bize (iman etmemiz için) mühlet verilir mi acaba?... diyeceklerdir.

  • 26:204

  • أَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Oysa dünyada iken) Onlar bizim azabımızı çarçabuk istiyorlardı.

  • 26:205

  • أَفَرَءَيْتَ إِن مَّتَّعْنَٰهُمْ سِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Gördün ya artık onlara senelerce zevk ettirsek,

  • 26:206

  • ثُمَّ جَآءَهُم مَّا كَانُوا۟ يُوعَدُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sonra kendilerine vaad edilen (azab) gelip çatarsa,

  • 26:207

  • مَآ أَغْنَىٰ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يُمَتَّعُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O yaşadıkları zevkin kendilerine hiçbir faydası olmayacaktır.

  • 26:208

  • وَمَآ أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bununla birlikte, biz hangi memleketi helak ettikse muhakkak onu uyarıcı (peygamberleri) olmuştur.

  • 26:209

  • ذِكْرَىٰ وَمَا كُنَّا ظَٰلِمِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Onlar) ihtar edilmiştir ve biz zulmetmiş değiliz.

  • 26:210

  • وَمَا تَنَزَّلَتْ بِهِ ٱلشَّيَٰطِينُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onu (Kur'ân'ı) şeytanlar indirmedi.

  • 26:211

  • وَمَا يَنۢبَغِى لَهُمْ وَمَا يَسْتَطِيعُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bu onlara hem yaraşmaz hem güçleri yetmez.

  • 26:212

  • إِنَّهُمْ عَنِ ٱلسَّمْعِ لَمَعْزُولُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz onlar vahyi işitmekten uzak tutulmuşlardır.

  • 26:213

  • فَلَا تَدْعُ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتَكُونَ مِنَ ٱلْمُعَذَّبِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O halde sakın Allah ile beraber başka tanrıya kulluk edip yalvarma, yoksa azaba uğratılanlardan olursun.

  • 26:214

  • وَأَنذِرْ عَشِيرَتَكَ ٱلْأَقْرَبِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Önce) en yakın hısımlarını uyar.

  • 26:215

  • وَٱخْفِضْ جَنَاحَكَ لِمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve sana uyan müminlere kanadını indir.

  • 26:216

  • فَإِنْ عَصَوْكَ فَقُلْ إِنِّى بَرِىٓءٌۭ مِّمَّا تَعْمَلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şayet sana karşı gelirlerse, de ki: "Ben sizin yaptıklarınızdan muhakkak uzağım."

  • 26:217

  • وَتَوَكَّلْ عَلَى ٱلْعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sen O, mutlak galip ve engin merhamet sahibine güvenip dayan.

  • 26:218

  • ٱلَّذِى يَرَىٰكَ حِينَ تَقُومُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O ki, (gece namaza) kalktığın zaman seni görüyor.

  • 26:219

  • وَتَقَلُّبَكَ فِى ٱلسَّٰجِدِينَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve secde edenler arasında dolaşmanı da (görüyor.)

  • 26:220

  • إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Çünkü her şeyi işiten, her şeyi bilen O'dur.

  • 26:221

  • هَلْ أُنَبِّئُكُمْ عَلَىٰ مَن تَنَزَّلُ ٱلشَّيَٰطِينُ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi?

  • 26:222

  • تَنَزَّلُ عَلَىٰ كُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٍۢ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlar, günaha, iftiraya düşkün olan herkesin üzerine inerler.

  • 26:223

  • يُلْقُونَ ٱلسَّمْعَ وَأَكْثَرُهُمْ كَٰذِبُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır.

  • 26:224

  • وَٱلشُّعَرَآءُ يَتَّبِعُهُمُ ٱلْغَاوُۥنَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyar.

  • 26:225

  • أَلَمْ تَرَ أَنَّهُمْ فِى كُلِّ وَادٍۢ يَهِيمُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi?

  • 26:226

  • وَأَنَّهُمْ يَقُولُونَ مَا لَا يَفْعَلُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi?

  • 26:227

  • إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَعَمِلُوا۟ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَذَكَرُوا۟ ٱللَّهَ كَثِيرًۭا وَٱنتَصَرُوا۟ مِنۢ بَعْدِ مَا ظُلِمُوا۟ ۗ وَسَيَعْلَمُ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓا۟ أَىَّ مُنقَلَبٍۢ يَنقَلِبُونَ
  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ancak iman edip iyi ameller işleyenler, Allah'ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar müstesna; haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227