En'âm Suresi

الأنعام

    6:1

  • بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ ٱلْحَمْدُ لِلَّهِ ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ وَجَعَلَ ٱلظُّلُمَٰتِ وَٱلنُّورَ ۖ ثُمَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hamd, gökleri ve yeri yaratmış, karanlıkları ve nuru var etmiş olan Allâh içindir! Sonra yok saymış olanlar rableriyle denk tutuyorlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah'a mahsustur. Böyleyken kâfirler hâlâ Rablerine başkalarını eşit sayıyorlar.

  • 6:2

  • هُوَ ٱلَّذِى خَلَقَكُم مِّن طِينٍۢ ثُمَّ قَضَىٰٓ أَجَلًۭا ۖ وَأَجَلٌۭ مُّسَمًّى عِندَهُۥ ۖ ثُمَّ أَنتُمْ تَمْتَرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    O'dur sizi bir çamurdan yaratan; sonra bir ecele hükmetti; bir de isimlendirilmiş ecel var O'nun katında. Sonra siz kuşkulanıyorsunuz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sizi çamurdan yaratan, sonra size bir ecel takdir eden O'dur. Tayin edilen bir ecel de (kıyamet zamanı) O'nun katındadır. Sonra bir de şüphe ediyorsunuz.

  • 6:3

  • وَهُوَ ٱللَّهُ فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَفِى ٱلْأَرْضِ ۖ يَعْلَمُ سِرَّكُمْ وَجَهْرَكُمْ وَيَعْلَمُ مَا تَكْسِبُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Halbuki O yegâne ilâhtır; göklerde de, Yer'de de! Sırrınızı da âşikârınızı da bilir! Ne kazandığınızı da bilir!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O, göklerde de, yerde de (tek) Allah'tır. Sizin gizlinizi, açığınızı ve ne kazandığınızı bilir.

  • 6:4

  • وَمَا تَأْتِيهِم مِّنْ ءَايَةٍۢ مِّنْ ءَايَٰتِ رَبِّهِمْ إِلَّا كَانُوا۟ عَنْهَا مُعْرِضِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Böyle iken, onlara Rab'lerinin ayetlerinden herhangi bir ayet gelmez ki illaki ondan yüz çeviren oldular.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlara Rab'lerinin âyetlerinden hiçbir âyet gelmez ki, ondan yüz çevirmesinler.

  • 6:5

  • فَقَدْ كَذَّبُوا۟ بِٱلْحَقِّ لَمَّا جَآءَهُمْ ۖ فَسَوْفَ يَأْتِيهِمْ أَنۢبَٰٓؤُا۟ مَا كَانُوا۟ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Böylece hak kendilerine geldiğinde, kesinlikle yalanladılar; dolayısıyla, kendisiyle istihza edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hak, kendilerine gelince onu yalanladılar. Alaya aldıkları şeyin haberi yakında kendilerine gelecektir.

  • 6:6

  • أَلَمْ يَرَوْا۟ كَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَبْلِهِم مِّن قَرْنٍۢ مَّكَّنَّٰهُمْ فِى ٱلْأَرْضِ مَا لَمْ نُمَكِّن لَّكُمْ وَأَرْسَلْنَا ٱلسَّمَآءَ عَلَيْهِم مِّدْرَارًۭا وَجَعَلْنَا ٱلْأَنْهَٰرَ تَجْرِى مِن تَحْتِهِمْ فَأَهْلَكْنَٰهُم بِذُنُوبِهِمْ وَأَنشَأْنَا مِنۢ بَعْدِهِمْ قَرْنًا ءَاخَرِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Görmediler mi onlardan önce kaç devri helak ettik; size imkân vermediğimiz kadar yerde onları imkânlandırmıştık; ve göğü onların üzerine bolca göndermiş ve nehirleri altlarından akar kılmıştık; buna rağmen onları günahları sebebiyle helak ettik! Ve onlardan sonra başkalarını bir devir olarak inşâ ettik.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi görmediler mi? Yeryüzünde size vermediğimiz imkanları onlara vermiştik. Onlara gökten bol bol yağmur indirmiş, altlarından ırmaklar akıtmıştık. Fakat onları günahlarından dolayı helak ettik. Ve kendilerinden sonra başka bir nesil yarattık.

  • 6:7

  • وَلَوْ نَزَّلْنَا عَلَيْكَ كِتَٰبًۭا فِى قِرْطَاسٍۢ فَلَمَسُوهُ بِأَيْدِيهِمْ لَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِنْ هَٰذَآ إِلَّا سِحْرٌۭ مُّبِينٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    Velev ki senin üzerine bir kırtas'ta kitap indirseydik böylece elleriyle ona dokunsalardı, yoksaymış olanlar kesinlikle derlerdi ki: Bu apaçık bir sihirden başkası değildir!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Eğer sana kağıtta yazılı bir kitap indirmiş olsak da onu elleriyle tutsalardı, yine de o kâfirler: "Muhakkak ki bu, apaçık bir sihirdir" derlerdi.

  • 6:8

  • وَقَالُوا۟ لَوْلَآ أُنزِلَ عَلَيْهِ مَلَكٌۭ ۖ وَلَوْ أَنزَلْنَا مَلَكًۭا لَّقُضِىَ ٱلْأَمْرُ ثُمَّ لَا يُنظَرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve dediler ki: onun üzerine bir melek indirilseydi ya! Eğer bir melek indirseydik iş kesinlikle bitirilirdi; sonra onlar bekletilmezlerdi!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "O'na bir melek indirilmeli değil miydi?" dediler. Eğer bir melek indirseydik, iş bitirilmiş olurdu, sonra kendilerine hiç göz açtırılmazdı.

  • 6:9

  • وَلَوْ جَعَلْنَٰهُ مَلَكًۭا لَّجَعَلْنَٰهُ رَجُلًۭا وَلَلَبَسْنَا عَلَيْهِم مَّا يَلْبِسُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Velev ki onu bir melek kılsaydık yine de onu kesinlikle bir adam kılardık; ve onlar için karışık olanı yine onlar için kesinlikle karışık kılardık.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Eğer Peygamberi, biz bir melek yapsaydık, yine de onu bir adam şeklinde yapardık ve onları yine düştükleri kuşkuya düşürürdük.

  • 6:10

  • وَلَقَدِ ٱسْتُهْزِئَ بِرُسُلٍۢ مِّن قَبْلِكَ فَحَاقَ بِٱلَّذِينَ سَخِرُوا۟ مِنْهُم مَّا كَانُوا۟ بِهِۦ يَسْتَهْزِءُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Andolsun, senden önce de öyle resullerle kesinlikle istihza edildi ki; her ne ile istihza edip durdular ise onları aşağılayanların başına geçti.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Senden önce de peygamberlerle alay edilmişti. Fakat onlardan alay edenleri, alay ettikleri şey kuşatıverdi.

  • 6:11

  • قُلْ سِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ ثُمَّ ٱنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلْمُكَذِّبِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Arz'da seyir edin; sonra, bakın yalanlayanların âkibeti nasıl oldu?

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Yeryüzünde dolaşın da yalanlayanların sonu nasıl olmuş, görün!".

  • 6:12

  • قُل لِّمَن مَّا فِى ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۖ قُل لِّلَّهِ ۚ كَتَبَ عَلَىٰ نَفْسِهِ ٱلرَّحْمَةَ ۚ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَىٰ يَوْمِ ٱلْقِيَٰمَةِ لَا رَيْبَ فِيهِ ۚ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: kimindir göklerde ve yerde ne varsa? De ki: Allâh'ındır! O, kendi üzerine rahmeti yazdı. Muhakkak ki sizi Kıyamet Günü'ne kesinlikle toplayacaktır; onda hiç kuşku yoktur. Kendilerini ziyan edenler, dolayısıyla onlar, imân etmezler!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi nefsine yazmıştır. Sizi, varlığında asla şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini zarara sokanlar inanmazlar.

  • 6:13

  • ۞ وَلَهُۥ مَا سَكَنَ فِى ٱلَّيْلِ وَٱلنَّهَارِ ۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve O'nundur gecede ve gündüzde iskân etmiş ne varsa! Ve O'dur es-Semî el-Alîm.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Gecede, gündüzde barınan her şey O'nundur. O, işitendir, bilendir.

  • 6:14

  • قُلْ أَغَيْرَ ٱللَّهِ أَتَّخِذُ وَلِيًّۭا فَاطِرِ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَهُوَ يُطْعِمُ وَلَا يُطْعَمُ ۗ قُلْ إِنِّىٓ أُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَسْلَمَ ۖ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلْمُشْرِكِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Allâh'tan gayrısını mı velî edineyim! Göklerin ve Yer'in yoktan var edicisi; hem O yedirir ancak yedirilmez. De ki: Muhakkak ki ben teslim olanların birincisi olmakla emredildim; hem sen kesinlikle müşriklerden olma!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Gökleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat kendisi beslenmeyen Allah'tan başka dost mu tutayım?" "Ben İslâm olanların ilki olmakla emrolundum" de ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma.

  • 6:15

  • قُلْ إِنِّىٓ أَخَافُ إِنْ عَصَيْتُ رَبِّى عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍۢ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: muhakkak ki ben, eğer Rabbime asî olursam, muazzam bir günün azabından korkarım.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Eğer Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkarım".

  • 6:16

  • مَّن يُصْرَفْ عَنْهُ يَوْمَئِذٍۢ فَقَدْ رَحِمَهُۥ ۚ وَذَٰلِكَ ٱلْفَوْزُ ٱلْمُبِينُ
  • Halis Aydemir Meali

    Kim ondan savuşturulursa o gün, böylece ona kesinlikle rahmet etmiştir; işte bu apaçık kurtuluştur.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O gün kimden azab giderilirse, kuşkusuz Allah ona rahmet etmiştir. İşte apaçık kurtuluş budur.

  • 6:17

  • وَإِن يَمْسَسْكَ ٱللَّهُ بِضُرٍّۢ فَلَا كَاشِفَ لَهُۥٓ إِلَّا هُوَ ۖ وَإِن يَمْسَسْكَ بِخَيْرٍۢ فَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍۢ قَدِيرٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve eğer Allâh sana bir zararı dokundurursa, o takdirde onu O'ndan başka kaldıracak yoktur! Ve eğer sana bir hayrı dokundurursa nitekim O her şeyin üzerine Kadîr'dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah sana bir zarar dokundurursa, onu yine kendisinden başka açacak yoktur. Ve eğer sana bir hayır dokundursa, kuşkusuz O, herşeyi yapabilendir.

  • 6:18

  • وَهُوَ ٱلْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهِۦ ۚ وَهُوَ ٱلْحَكِيمُ ٱلْخَبِيرُ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem O kullarının üstünde Kâhir'dir. Ve O el-Hakîm'dir; el-Habîr'dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O, kullarının üstünde tam hâkimdir. O, hüküm ve hikmet sahibidir, herşeyden haberdardır.

  • 6:19

  • قُلْ أَىُّ شَىْءٍ أَكْبَرُ شَهَٰدَةًۭ ۖ قُلِ ٱللَّهُ ۖ شَهِيدٌۢ بَيْنِى وَبَيْنَكُمْ ۚ وَأُوحِىَ إِلَىَّ هَٰذَا ٱلْقُرْءَانُ لِأُنذِرَكُم بِهِۦ وَمَنۢ بَلَغَ ۚ أَئِنَّكُمْ لَتَشْهَدُونَ أَنَّ مَعَ ٱللَّهِ ءَالِهَةً أُخْرَىٰ ۚ قُل لَّآ أَشْهَدُ ۚ قُلْ إِنَّمَا هُوَ إِلَٰهٌۭ وَٰحِدٌۭ وَإِنَّنِى بَرِىٓءٌۭ مِّمَّا تُشْرِكُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Hangi şey tanıklık bakımından daha büyüktür? De ki: Allâh benimle sizin aranızda tanıktır! Ve bu Kur'an bana vahyolundu ki sizi ve eriştiklerini onunla uyarayım diye. Siz Allâh ile beraber başka ilahlara gerçekten tanık mısınız? De ki: Ben tanık değilim! De ki: Kesinlikle O, ancak tek bir ilahtır! Ve ben sizin şirk koşmanızdan kesinlikle beriyim.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Şahitlik yönünden hangi şey daha büyüktür?". De ki: "Allah, benimle sizin aranızda şahittir ve bana bu Kur'ân vahyolundu ki, onunla hem sizi, hem de sizden sonra kendisine ulaşan herkesi uyarayım. Allah'la beraber başka ilâhlar olduğuna siz gerçekten şahitlik eder misiniz?" De ki: "Ben buna şahitlik etmem". "O, ancak ve ancak bir tek ilâhtır ve gerçekten ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım"de.

  • 6:20

  • ٱلَّذِينَ ءَاتَيْنَٰهُمُ ٱلْكِتَٰبَ يَعْرِفُونَهُۥ كَمَا يَعْرِفُونَ أَبْنَآءَهُمُ ۘ ٱلَّذِينَ خَسِرُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Kendilerine Kitab'ı verdiklerimiz onu oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar! Kendilerini ziyan edenler, dolayısıyla onlar, imân etmezler.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Kendilerine Kitap verdiğimiz kimseler, Peygamber'i, kendi oğullarını bildikleri gibi, bilirler. Kendilerine yazık edenler var ya! İşte onlar iman etmezler.

  • 6:21

  • وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِهِۦٓ ۗ إِنَّهُۥ لَا يُفْلِحُ ٱلظَّٰلِمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem kim daha zalimdir; Allâh'a bir yalanı iftira edenden yahut O'nun âyetlerini yalanlayandan? Muhakkak ki durum şudur: zalimler iflah olmazlar!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah'a iftira ederek yalan uydurandan veya âyetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Hiç şüphe yok ki zalimler kurtuluşa eremezler.

  • 6:22

  • وَيَوْمَ نَحْشُرُهُمْ جَمِيعًۭا ثُمَّ نَقُولُ لِلَّذِينَ أَشْرَكُوٓا۟ أَيْنَ شُرَكَآؤُكُمُ ٱلَّذِينَ كُنتُمْ تَزْعُمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve onları topluca haşrettiğimiz gün! Sonra şirk koşmuş olanlara: Nerede iddia edip durduğunuz ortaklarınız? deriz.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O gün hepsini mahşere toplayacağız. Sonra Allah'a ortak koşanlara: " Hani nerede o Allah'a ortak saydığınız ortaklarınız?" diyeceğiz.

  • 6:23

  • ثُمَّ لَمْ تَكُن فِتْنَتُهُمْ إِلَّآ أَن قَالُوا۟ وَٱللَّهِ رَبِّنَا مَا كُنَّا مُشْرِكِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Sonra onların fitnesi ''Vallahi, Rabbimiz, biz müşrikler değil idik'' demekten gayrısı olmadı.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sonra, (Onlar): "Rabbimiz, Allah'a yemin ederiz ki, biz müşriklerden değildik" demekten başka bir özür bulamayacaklar.

  • 6:24

  • ٱنظُرْ كَيْفَ كَذَبُوا۟ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ ۚ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Bak, nasıl da kendilerine karşı yalan söylediler ve iftira edip durdukları onlardan kayboluverdi.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bak, vicdanlarına karşı nasıl yalan söylediler! O uydurdukları putlar da kendilerinden kaybolup gitti.

  • 6:25

  • وَمِنْهُم مَّن يَسْتَمِعُ إِلَيْكَ ۖ وَجَعَلْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَن يَفْقَهُوهُ وَفِىٓ ءَاذَانِهِمْ وَقْرًۭا ۚ وَإِن يَرَوْا۟ كُلَّ ءَايَةٍۢ لَّا يُؤْمِنُوا۟ بِهَا ۚ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءُوكَ يُجَٰدِلُونَكَ يَقُولُ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓا۟ إِنْ هَٰذَآ إِلَّآ أَسَٰطِيرُ ٱلْأَوَّلِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Onlardan seni dinleyen de var; ve biz, onu kavramasınlar diye kalplerinin üzerinde kabuklar, kulaklarında da bir ağırlık oluşturduk. Her ayeti görseler de onlara imân etmezler; tâ ki sana geldiklerinde seninle mücadele eder, yok saymış olanlar der ki: bu, evvelkilerin masallarından başkası değildir!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İçlerinden seni dinleyenler de vardır, fakat biz, onu anlamalarına engel olmak için kalblerinin üstüne örtüler, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. Onlar, bütün delilleri görseler bile yine ona inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde seninle tartışırlar. Ve o kâfirler: "Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir" derler.

  • 6:26

  • وَهُمْ يَنْهَوْنَ عَنْهُ وَيَنْـَٔوْنَ عَنْهُ ۖ وَإِن يُهْلِكُونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَشْعُرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Onlar hem ondan nehyediyor hem de kendileri ondan uzak duruyorlar; halbuki kendilerinden başkasını helak ediyor değiller; şuurunda da değiller!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlar, insanları Kur'ân'a iman etmekten menederler, hem de kendileri ondan uzak dururlar. Böylece yalnız kendilerini mahvediyorlar ama farkında değiller.

  • 6:27

  • وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذْ وُقِفُوا۟ عَلَى ٱلنَّارِ فَقَالُوا۟ يَٰلَيْتَنَا نُرَدُّ وَلَا نُكَذِّبَ بِـَٔايَٰتِ رَبِّنَا وَنَكُونَ مِنَ ٱلْمُؤْمِنِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hele bir görsen, Ateş'e karşı dikeltildikleri vakit hemen dediler ki: keşke biz geri döndürülsek de Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve müminlerden olsak!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onların, ateşin üzerinde durduruldukları zaman: "Ne olurdu dünyaya döndürülseydik, Rabb'imizin âyetlerini yalanlamasaydık da müminlerden olsaydık" dediklerini bir görsen!

  • 6:28

  • بَلْ بَدَا لَهُم مَّا كَانُوا۟ يُخْفُونَ مِن قَبْلُ ۖ وَلَوْ رُدُّوا۟ لَعَادُوا۟ لِمَا نُهُوا۟ عَنْهُ وَإِنَّهُمْ لَكَٰذِبُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Bilakis önceden gizleyip durdukları şeyler kendilerine aşikâr oldu! Velev ki geri döndürülseler, yasaklandıkları şeylere yine dönerlerdi; nitekim muhakkak ki onlar kesinlikle yalancıdırlar!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hayır, daha önce gizleyip durdukları karşılarına çıktı da ondan, yoksa geri çevrilselerdi yine menedildikleri şeyi yapmaya dönerlerdi. Çünkü onlar yalancıdırlar.

  • 6:29

  • وَقَالُوٓا۟ إِنْ هِىَ إِلَّا حَيَاتُنَا ٱلدُّنْيَا وَمَا نَحْنُ بِمَبْعُوثِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve derlerdi: Dünya hayatımızdan gayrısı yoktur! Bizler diriltilecek de değiliz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Dediler ki: " Dünya hayatımızdan başka bir hayat yoktur, biz diriltilecek değiliz".

  • 6:30

  • وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذْ وُقِفُوا۟ عَلَىٰ رَبِّهِمْ ۚ قَالَ أَلَيْسَ هَٰذَا بِٱلْحَقِّ ۚ قَالُوا۟ بَلَىٰ وَرَبِّنَا ۚ قَالَ فَذُوقُوا۟ ٱلْعَذَابَ بِمَا كُنتُمْ تَكْفُرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hele bir görsen! Rab'leri karşısında dikeltildikleri vakit, dedi ki: Gerçek değil mi bu? Dediler ki: Elbette, Rabbimize andolsun. Dedi ki: Şu halde tadın azabı yok sayıp durmanızdan ötürü!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman onları bir görsen! Rableri onlara şöyle der: "Bu, bir gerçek değil midir?". Onlar da: "Rabbimize yemin ederiz ki gerçektir" derler. Rableri de onlara: "Öyleyse inkârınız sebebiyle azabı tadın!" der.

  • 6:31

  • قَدْ خَسِرَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِلِقَآءِ ٱللَّهِ ۖ حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَتْهُمُ ٱلسَّاعَةُ بَغْتَةًۭ قَالُوا۟ يَٰحَسْرَتَنَا عَلَىٰ مَا فَرَّطْنَا فِيهَا وَهُمْ يَحْمِلُونَ أَوْزَارَهُمْ عَلَىٰ ظُهُورِهِمْ ۚ أَلَا سَآءَ مَا يَزِرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Allâh ile buluşmayı yalanlayanlar kesinlikle ziyan ettiler; tâ ki saat onlara ansızın geldiğinde, onlar günah yüklerini sırtlarında taşırken, dediler ki: Onda ihmal ettiklerimiz yüzünden eyvaah bize! Dikkat edin; ne kötüdür günah yükleri!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah'ın huzuruna çıkmayı yalanlayanlar, gerçekten hüsrana uğramışlardır. Kıyamet günü ansızın gelince onlar, günahlarını sırtlarına yüklenmiş olarak şöyle derler: "Dünyada yaptığımız kusurlardan dolayı yazıklar olsun bize!" Bakın yüklendikleri günah ne kötüdür!

  • 6:32

  • وَمَا ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَآ إِلَّا لَعِبٌۭ وَلَهْوٌۭ ۖ وَلَلدَّارُ ٱلْءَاخِرَةُ خَيْرٌۭ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَ ۗ أَفَلَا تَعْقِلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Nitekim Dünya hayatı bir oyun ve bir oyalanmadan gayrısı değildir! Oysa, elbette ki Ahiret Yurdu sakınanlar için en hayırlısıdır! Hala akletmez misiniz?

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Dünya hayatı, eğlence ve oyundan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise, Allah'tan korkanlar için daha hayırlıdır. Aklınızı kullanmaz mısınız?

  • 6:33

  • قَدْ نَعْلَمُ إِنَّهُۥ لَيَحْزُنُكَ ٱلَّذِى يَقُولُونَ ۖ فَإِنَّهُمْ لَا يُكَذِّبُونَكَ وَلَٰكِنَّ ٱلظَّٰلِمِينَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ يَجْحَدُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Kesinlikle biliyoruz; onların söylediklerinin seni elbette hüzünlendirdiğini! Ancak onlar seni yalanlıyor değiller; velâkin zalimler Allah'ın ayetlerini bile bile inkar ediyorlar!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onların söylediklerinin seni üzdüğünü elbette biliyoruz. Onlar aslında seni yalanlamıyorlar, fakat, o zalimler Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar.

  • 6:34

  • وَلَقَدْ كُذِّبَتْ رُسُلٌۭ مِّن قَبْلِكَ فَصَبَرُوا۟ عَلَىٰ مَا كُذِّبُوا۟ وَأُوذُوا۟ حَتَّىٰٓ أَتَىٰهُمْ نَصْرُنَا ۚ وَلَا مُبَدِّلَ لِكَلِمَٰتِ ٱللَّهِ ۚ وَلَقَدْ جَآءَكَ مِن نَّبَإِى۟ ٱلْمُرْسَلِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Andolsun senden önce de resuller kesinlikle yalanlandılar! Ancak onlar yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine, yardımımız onlara gelinceye kadar, sabrettiler. Hem, Allâh'ın kelimelerini tebdil edecek yoktur! Andolsun ki resullerin haberinden sana kesinlikle geldi.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Senden önce de peygamberler yalanlanmıştı. Kendilerine yardımımız gelinceye kadar yalanlanmaya ve eziyet olunmaya sabrettiler. Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz ki sana, peygamberlerin haberlerinden bir kısmı gelmiştir.

  • 6:35

  • وَإِن كَانَ كَبُرَ عَلَيْكَ إِعْرَاضُهُمْ فَإِنِ ٱسْتَطَعْتَ أَن تَبْتَغِىَ نَفَقًۭا فِى ٱلْأَرْضِ أَوْ سُلَّمًۭا فِى ٱلسَّمَآءِ فَتَأْتِيَهُم بِـَٔايَةٍۢ ۚ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ لَجَمَعَهُمْ عَلَى ٱلْهُدَىٰ ۚ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلْجَٰهِلِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve eğer sana ağır geldiyse onların yüz çevirmesi, şu halde şayet gücün yeterse yerin içine bir tünel yahut göğe bir merdiven araştırıp böylece onlara bir âyet getiresin... Hem eğer Allah dileseydi onları hidayet üzere kesinlikle toplardı; dolayısıyla sen cahillerden kesinlikle olmayasın!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa yerin içine (inebileceğin) bir delik, ya da göğe (çıkabileceğin) bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplardı. O halde cahillerden olma!

  • 6:36

  • ۞ إِنَّمَا يَسْتَجِيبُ ٱلَّذِينَ يَسْمَعُونَ ۘ وَٱلْمَوْتَىٰ يَبْعَثُهُمُ ٱللَّهُ ثُمَّ إِلَيْهِ يُرْجَعُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ancak ve ancak duyanlar icabet eder; ölülere gelince Allâh onları diriltir; sonra O'na döndürülürler.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Daveti ancak dinleyenler kabul ederler. Ölülere gelince, Allah onları diriltir, sonra O'na döndürülürler.

  • 6:37

  • وَقَالُوا۟ لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ ءَايَةٌۭ مِّن رَّبِّهِۦ ۚ قُلْ إِنَّ ٱللَّهَ قَادِرٌ عَلَىٰٓ أَن يُنَزِّلَ ءَايَةًۭ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve dediler ki: Rabbinden ona bir ayet indiriledursa ya! De ki: Kuşkusuz Allâh bir âyet indiredurmaya kadirdir; ne var ki onların çoğu ilim yapmıyorlar!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Dediler ki: "Ona Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?" De ki: "Şüphesiz ki Allah, bir mucize indirmeye kâdirdir, fakat çokları bilmezler".

  • 6:38

  • وَمَا مِن دَآبَّةٍۢ فِى ٱلْأَرْضِ وَلَا طَٰٓئِرٍۢ يَطِيرُ بِجَنَاحَيْهِ إِلَّآ أُمَمٌ أَمْثَالُكُم ۚ مَّا فَرَّطْنَا فِى ٱلْكِتَٰبِ مِن شَىْءٍۢ ۚ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِمْ يُحْشَرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem ne Yer'deki dabbe'den, ne de iki kanadıyla uçan bir uçucudan yana yok ki sizin gibi ümmetler olmasınlar! Kitapta hiç bir şeyden yana ihmalde bulunmadık! Sonra Rab'lerine haşrediliyorlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Yeryüzünde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadıyla uçan hiçbir kuş yoktur ki, sizin gibi birer ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır, sonra hepsi Rablerinin huzurunda toplanırlar.

  • 6:39

  • وَٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا صُمٌّۭ وَبُكْمٌۭ فِى ٱلظُّلُمَٰتِ ۗ مَن يَشَإِ ٱللَّهُ يُضْلِلْهُ وَمَن يَشَأْ يَجْعَلْهُ عَلَىٰ صِرَٰطٍۢ مُّسْتَقِيمٍۢ
  • Halis Aydemir Meali

    Nitekim âyetlerimizi yalanlayanlar sağır ve dilsizlerdir karanlıkların içinde! Kimi Allâh dilerse onu saptırır; kimi de dilerse onu Sıratı Müstakim üzere kılar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içinde kalmış sağır ve dilsizlerdir. Allah dilediği kimseyi şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru yola koyar.

  • 6:40

  • قُلْ أَرَءَيْتَكُمْ إِنْ أَتَىٰكُمْ عَذَابُ ٱللَّهِ أَوْ أَتَتْكُمُ ٱلسَّاعَةُ أَغَيْرَ ٱللَّهِ تَدْعُونَ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: baktın mı kendinize, Allâh'ın azabı size gelse yahut Saat size gelse Allâh'ın gayrısını mı çağırırsınız, şayet sadıklar idiyseniz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Kendinizi hiç düşündünüz mü, Allah'ın azabı size gelse veya kıyamet vakti gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer sözünde doğru kimselerseniz cevap verin".

  • 6:41

  • بَلْ إِيَّاهُ تَدْعُونَ فَيَكْشِفُ مَا تَدْعُونَ إِلَيْهِ إِن شَآءَ وَتَنسَوْنَ مَا تُشْرِكُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hayır! Ancak O'nu çağırırsınız! Böylece O kendisinden çağrıda bulunduklarınızı kaldırır; şayet dilerse! Ve siz şirk koştuklarınızı unutursunuz.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hayır, yalnız o Allah'a yalvarırsınız. O da dilerse kaldırılmasını istediğiniz belayı kaldırır ve o zaman ortak koştuğunuz şeyleri unutursunuz.

  • 6:42

  • وَلَقَدْ أَرْسَلْنَآ إِلَىٰٓ أُمَمٍۢ مِّن قَبْلِكَ فَأَخَذْنَٰهُم بِٱلْبَأْسَآءِ وَٱلضَّرَّآءِ لَعَلَّهُمْ يَتَضَرَّعُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Andolsun Biz kesinlikle senden önce de ümmetlere gönderdik; sonra onları sıkıntılarla ve zararlarla yakaladık; gerekti ki onlar yakarsınlar!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz ki senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik. Bize yalvarsınlar diye onları darlık ve sıkıntı ile yakalayıp cezalandırdık.

  • 6:43

  • فَلَوْلَآ إِذْ جَآءَهُم بَأْسُنَا تَضَرَّعُوا۟ وَلَٰكِن قَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ ٱلشَّيْطَٰنُ مَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Bari onlara sıkıntımız gelmişken yakarsalardı ya! Fakat onların kalpleri katılaştı; şeytan da yapadurduklarını onlara süslü gösterdi.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hiç olmazsa kendilerine baskınımız geldiği zaman olsun, yalvarmalı değiller miydi? Fakat kalbleri katılaştı ve şeytan yaptıklarını kendilerine güzel gösterdi.

  • 6:44

  • فَلَمَّا نَسُوا۟ مَا ذُكِّرُوا۟ بِهِۦ فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ أَبْوَٰبَ كُلِّ شَىْءٍ حَتَّىٰٓ إِذَا فَرِحُوا۟ بِمَآ أُوتُوٓا۟ أَخَذْنَٰهُم بَغْتَةًۭ فَإِذَا هُم مُّبْلِسُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Nihayet kendisiyle hatırlatıldıkları şeyleri unuttuklarında onların üzerine her şeyin kapılarını açtık! Tâ ki kendilerine verilenlerle şımardıklarında; onları ansızın yakaladık! Bir de bakarsın ki onlar ümitsizler!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Kendilerine hatırlatılanları unuttuklarında, onlara her şeyin kapısını açtık. Nihayet kendilerine verilen o nimetlerle sevinip zevke dalınca onları azabımızla ansızın yakalayıverdik. Hemen ümitsizliğe kapılıp şaşkına döndüler.

  • 6:45

  • فَقُطِعَ دَابِرُ ٱلْقَوْمِ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوا۟ ۚ وَٱلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Böylece zulmetmiş kimseler kavminin ardı kesildi. Nitekim hamd âlemlerin Rabbi Allâh’adır!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Böylece zulmeden kavmin kökü kesildi. Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun.

  • 6:46

  • قُلْ أَرَءَيْتُمْ إِنْ أَخَذَ ٱللَّهُ سَمْعَكُمْ وَأَبْصَٰرَكُمْ وَخَتَمَ عَلَىٰ قُلُوبِكُم مَّنْ إِلَٰهٌ غَيْرُ ٱللَّهِ يَأْتِيكُم بِهِ ۗ ٱنظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ ٱلْءَايَٰتِ ثُمَّ هُمْ يَصْدِفُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Gördünüz mü, Allâh sizin işitmenizi ve basiretlerinizi almış ve kalplerinizin üzerini mühürlemiş olsa; kim Allah’tan gayrı bir ilâh ki onu size getirsin? Bak âyetleri nasıl tasrif ediyoruz sonra onlar yan çiziyorlar!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Söyleyin bakalım, eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alır da kalblerinize mühür vurursa, Allah'tan başka onları size getirecek tanrı kimdir?". Dikkat et, âyetlerimizi nasıl türlü türlü açıklıyoruz, sonra da onlar yüz çeviriyorlar?

  • 6:47

  • قُلْ أَرَءَيْتَكُمْ إِنْ أَتَىٰكُمْ عَذَابُ ٱللَّهِ بَغْتَةً أَوْ جَهْرَةً هَلْ يُهْلَكُ إِلَّا ٱلْقَوْمُ ٱلظَّٰلِمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: baktın mı kendinize, şayet Allâh’ın azabı size ansızın yahut apaçık gelmiş olsa, zalimler topluluğundan başkası mı helak edilir!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Söyler misiniz bana! Size Allah'ın azabı ansızın veya açıkça gelirse, zalim toplumdan başkası mı helak olur?"

  • 6:48

  • وَمَا نُرْسِلُ ٱلْمُرْسَلِينَ إِلَّا مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَ ۖ فَمَنْ ءَامَنَ وَأَصْلَحَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Zaten gönderilenleri göndermeyiz, ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak! Şu halde kim imân ve ıslah ettiyse bu durumda onların üzerine bir korku yoktur; ne de onlar hüzünlenirler.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz peygamberleri, ancak rahmetimizin müjdecileri ve azabımızın habercileri olmak üzere göndeririz. Artık kim iman edip durumunu düzeltirse, onlara hiç korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.

  • 6:49

  • وَٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا يَمَسُّهُمُ ٱلْعَذَابُ بِمَا كَانُوا۟ يَفْسُقُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Âyetlerimizi yalanlayanlar ise, azap onlara dokunur fasıklık edip durmalarından ötürü!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, yapmakta oldukları fenalıklar yüzünden onlara azap dokunacaktır.

  • 6:50

  • قُل لَّآ أَقُولُ لَكُمْ عِندِى خَزَآئِنُ ٱللَّهِ وَلَآ أَعْلَمُ ٱلْغَيْبَ وَلَآ أَقُولُ لَكُمْ إِنِّى مَلَكٌ ۖ إِنْ أَتَّبِعُ إِلَّا مَا يُوحَىٰٓ إِلَىَّ ۚ قُلْ هَلْ يَسْتَوِى ٱلْأَعْمَىٰ وَٱلْبَصِيرُ ۚ أَفَلَا تَتَفَكَّرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Demiyorum ki size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır; gaybı da bilmiyorum; size muhakkak ki ben bir meleğim de demiyorum; ben bana vahyolunandan gayrısına tabi olmuyorum! De ki: Âmâ ile basiretli eşit olur mu? Yoksa siz tefekkür etmiyor musunuz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Ve size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana uyuyorum." De ki: "Kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?"

  • 6:51

  • وَأَنذِرْ بِهِ ٱلَّذِينَ يَخَافُونَ أَن يُحْشَرُوٓا۟ إِلَىٰ رَبِّهِمْ ۙ لَيْسَ لَهُم مِّن دُونِهِۦ وَلِىٌّۭ وَلَا شَفِيعٌۭ لَّعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve onunla uyar Rab’lerine haşrolunmaktan korkan kimseleri! Onlar için O’ndan başka herhangi bir dost ve herhangi bir şefaatçi yoktur; böylelikle onlar sakınsınlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar.

  • 6:52

  • وَلَا تَطْرُدِ ٱلَّذِينَ يَدْعُونَ رَبَّهُم بِٱلْغَدَوٰةِ وَٱلْعَشِىِّ يُرِيدُونَ وَجْهَهُۥ ۖ مَا عَلَيْكَ مِنْ حِسَابِهِم مِّن شَىْءٍۢ وَمَا مِنْ حِسَابِكَ عَلَيْهِم مِّن شَىْءٍۢ فَتَطْرُدَهُمْ فَتَكُونَ مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve Rab’lerini sabah akşam, O’nun yüzünü murad ederek çağıran kimseleri kovma! Onların hesabından senin üzerine herhangi bir şey yoktur! Senin hesabından da onların üzerine herhangi bir şey yoktur ki onları kovup da zalimlerden olasın!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sırf Allah'ın rızasını dileyerek sabah akşam Rab'lerine dua edenleri huzurundan kovma. Onların hesabından sen sorumlu değilsin, onlar da senin hesabından sorumlu değiller. Onları yanından kovduğun takdirde zalimlerden olursun.

  • 6:53

  • وَكَذَٰلِكَ فَتَنَّا بَعْضَهُم بِبَعْضٍۢ لِّيَقُولُوٓا۟ أَهَٰٓؤُلَآءِ مَنَّ ٱللَّهُ عَلَيْهِم مِّنۢ بَيْنِنَآ ۗ أَلَيْسَ ٱللَّهُ بِأَعْلَمَ بِٱلشَّٰكِرِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve işte böylece onların bazısını bazısıyla fitneye uğrattık ki, ‘‘Bunlar mı Allah’ın aramızdan üzerlerine lütufta bulundukları’’ desinler. Şükredenleri en iyi bilen Allah değil midir?

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz onlardan kimini kimi ile, "Allah aramızdan bunlara mı lutfunu layık gördü" desinler diye, işte böyle imtihan ettik. Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil midir?

  • 6:54

  • وَإِذَا جَآءَكَ ٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِـَٔايَٰتِنَا فَقُلْ سَلَٰمٌ عَلَيْكُمْ ۖ كَتَبَ رَبُّكُمْ عَلَىٰ نَفْسِهِ ٱلرَّحْمَةَ ۖ أَنَّهُۥ مَنْ عَمِلَ مِنكُمْ سُوٓءًۢا بِجَهَٰلَةٍۢ ثُمَّ تَابَ مِنۢ بَعْدِهِۦ وَأَصْلَحَ فَأَنَّهُۥ غَفُورٌۭ رَّحِيمٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem ayetlerimize imân edenler sana geldiklerinde o halde de ki: Selâmün Aleyküm, Rabbiniz rahmet etmeyi kendisi üzerine yazdı; şöyle ki sizden kim bir cehaletle bir kötülük yapar da sonra ardından tevbe eder ve ıslah ederse bu durumda kesinlikle O Gafûrdur; Rahîm'dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Âyetlerimize inananlar sana geldikleri zaman onlara şöyle söyle: Selam olsun size! Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizden her kim bilmeyerek bir kötülük işleyip de sonra arkasından tevbe eder, kendini düzeltirse, muhakkak ki O, bağışlayan, esirgeyendir".

  • 6:55

  • وَكَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلْءَايَٰتِ وَلِتَسْتَبِينَ سَبِيلُ ٱلْمُجْرِمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve böylece ayetleri tafsil ediyoruz; hem mücrimlerin yolu belli olsun diye!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Suçluların tuttuğu yol açığa çıksın diye, âyetleri işte böyle genişçe açıklıyoruz.

  • 6:56

  • قُلْ إِنِّى نُهِيتُ أَنْ أَعْبُدَ ٱلَّذِينَ تَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ ۚ قُل لَّآ أَتَّبِعُ أَهْوَآءَكُمْ ۙ قَدْ ضَلَلْتُ إِذًۭا وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلْمُهْتَدِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Muhakkak ki ben sizin Allah’tan ayrı çağırdıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım. De ki: sizin hevâlarınıza tabi olmam; o zaman sapmış olurum ve ben hidayete tutunanlardan olmam!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Şüphesiz ki bana, Allah'tan başka yalvardıklarınıza ibadet etmem yasaklandı". De ki: "Sizin çarpık isteklerinize uymayacağım, (eğer uyarsam) o zaman sapıtmış olur, doğru yolda gidenlerden olmamış olurum".

  • 6:57

  • قُلْ إِنِّى عَلَىٰ بَيِّنَةٍۢ مِّن رَّبِّى وَكَذَّبْتُم بِهِۦ ۚ مَا عِندِى مَا تَسْتَعْجِلُونَ بِهِۦٓ ۚ إِنِ ٱلْحُكْمُ إِلَّا لِلَّهِ ۖ يَقُصُّ ٱلْحَقَّ ۖ وَهُوَ خَيْرُ ٱلْفَٰصِلِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Muhakkak ki ben Rabbimden bir beyyine üzereyim; halbuki siz onu yalanladınız! Acele ettirdikleriniz benim yanımda değil. Hüküm hiç kimsenin değil ancak Allah’ın! O hakkı kıssa ediyor ve O ayırt edenlerin en hayırlısıdır.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Ben Rabbimden apaçık bir delile dayanmaktayım, siz ise onu yalanladınız. O çabuk gelmesini istediğiniz azab benim elimde değildir, hüküm ancak Allah'a aittir, gerçeği O anlatır ve O, hakkı bâtıldan ayırdedenlerin en hayırlısıdır".

  • 6:58

  • قُل لَّوْ أَنَّ عِندِى مَا تَسْتَعْجِلُونَ بِهِۦ لَقُضِىَ ٱلْأَمْرُ بَيْنِى وَبَيْنَكُمْ ۗ وَٱللَّهُ أَعْلَمُ بِٱلظَّٰلِمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Şayet acele ettirdikleriniz benim yanımda olsa, iş benimle sizin aranızda kesinlikle bitirilmiş olurdu; hâlbuki Allah zalimleri en iyi bilendir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Sizin çabuk gelmesini istediğiniz azab benim elimde olsaydı, benimle sizin aranızdaki durum herhalde sonuçlanmış olurdu. Allah, zulmedenleri en iyi bilendir".

  • 6:59

  • ۞ وَعِندَهُۥ مَفَاتِحُ ٱلْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَآ إِلَّا هُوَ ۚ وَيَعْلَمُ مَا فِى ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ ۚ وَمَا تَسْقُطُ مِن وَرَقَةٍ إِلَّا يَعْلَمُهَا وَلَا حَبَّةٍۢ فِى ظُلُمَٰتِ ٱلْأَرْضِ وَلَا رَطْبٍۢ وَلَا يَابِسٍ إِلَّا فِى كِتَٰبٍۢ مُّبِينٍۢ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem O’nun katındadır Gayb’ın anahtarları; O’ndan başkası onları bilemez! Ve karada ve denizde ne varsa bilir. Ve bir yaprak düşmez illaki onu bilir! Ne de yerin karanlıklarında herhangi bir habbe ne de bir yaş ne de bir kuru yok ki illaki apaçık bir kitaptadır.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları O'ndan başkası bilmez, karada ve denizde olanları O bilir ve bir yaprak düşmez ki, onu O bilmesin; ne toprağın karanlıklarında bir tane, ne de kuru ve yaş hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan Kitap'ta bulunmasın.

  • 6:60

  • وَهُوَ ٱلَّذِى يَتَوَفَّىٰكُم بِٱلَّيْلِ وَيَعْلَمُ مَا جَرَحْتُم بِٱلنَّهَارِ ثُمَّ يَبْعَثُكُمْ فِيهِ لِيُقْضَىٰٓ أَجَلٌۭ مُّسَمًّۭى ۖ ثُمَّ إِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ ثُمَّ يُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem O’dur geceleyin sizi vefat ettiren! Gündüzleyin de ne cerh ettiğinizi bilir. Sonra sizi orada diriltir ki adı konulmuş bir ecel tamamlansın; sonra O’nadır sizin dönüşünüz; sonra size haber verir, yapadurduklarınızı.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sizi geceleyin ölü gibi uyutan, gündüzün ne yaptıklarınızı bilen, sonra ölüm ânı gelinceye kadar gündüzleri sizi uyandırıp kaldıran O'dur. Sonunda da dönüşünüz ancak O'nadır. Sonra bütün yaptıklarınızı size O haber verecektir.

  • 6:61

  • وَهُوَ ٱلْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهِۦ ۖ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةً حَتَّىٰٓ إِذَا جَآءَ أَحَدَكُمُ ٱلْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve O’dur el-Kâhir kullarının üstünde! Hem üzerinize koruyucular gönderiyor tâ ki birinize ölüm geldiğinde elçilerimiz onu vefat ettirir; nitekim onlar ihmalde bulunmazlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    O, kulları üzerinde hükümranlığı sürdürür ve size koruyucular gönderir, sonunda sizden birinize ölüm geldiği vakit elçilerimiz, hiç eksiklik yapmadan, onun canını alırlar.

  • 6:62

  • ثُمَّ رُدُّوٓا۟ إِلَى ٱللَّهِ مَوْلَىٰهُمُ ٱلْحَقِّ ۚ أَلَا لَهُ ٱلْحُكْمُ وَهُوَ أَسْرَعُ ٱلْحَٰسِبِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Sonra Allâh’a geri çevrildiler, onların Hak Mevlası! Hüküm kesinlikle O’nun değil mi! Hem O hesap edicilerin en serisidir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sonra da gerçek Mevlâlarına döndürülürler. Dikkatli olun, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir.

  • 6:63

  • قُلْ مَن يُنَجِّيكُم مِّن ظُلُمَٰتِ ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ تَدْعُونَهُۥ تَضَرُّعًۭا وَخُفْيَةًۭ لَّئِنْ أَنجَىٰنَا مِنْ هَٰذِهِۦ لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلشَّٰكِرِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: sizi yerin ve denizin karanlıklarından kim kurtarıyor? Yakararak ve gizlice O’nu çağırıyorsunuz: Bizi bundan kurtarmış olursa, kuşkusuz kesinlikle şükredenlerden olacağız!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Bizi bu tehlikeden kurtarırsa elbette şükredenlerden olacağız" diye gizli ve aşikâr O'na yalvarıp dururken, karanın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır?

  • 6:64

  • قُلِ ٱللَّهُ يُنَجِّيكُم مِّنْهَا وَمِن كُلِّ كَرْبٍۢ ثُمَّ أَنتُمْ تُشْرِكُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Allah sizi kurtarıyor; ondan ve her sıkıntıdan! Sonra siz ortak koşuyorsunuz.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Allah, sizi ondan ve bütün sıkıntılardan kurtarır, sonra da siz yine ortak koşarsınız".

  • 6:65

  • قُلْ هُوَ ٱلْقَادِرُ عَلَىٰٓ أَن يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًۭا مِّن فَوْقِكُمْ أَوْ مِن تَحْتِ أَرْجُلِكُمْ أَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعًۭا وَيُذِيقَ بَعْضَكُم بَأْسَ بَعْضٍ ۗ ٱنظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ ٱلْءَايَٰتِ لَعَلَّهُمْ يَفْقَهُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: O’dur el-Kadir olan üstünüzden yahut ayaklarınızın altından üzerinize bir azap göndermeye; ya da sizi gruplar halinde karıştırmaya ve bazınızın sertliğini bazınıza tattırmaya! Bak! Âyetleri nasıl tasrif ediyoruz; gerekir ki anlasınlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "O'nun üstünüzden ve ayaklarınızın altından azab göndermeye, yahut sizi fırkalara ayırıp kiminizin kiminize hıncını tattırmaya gücü yeter". Bak, âyetlerimizi nasıl inceden inceye açıklıyoruz ki, onlar iyice anlasınlar.

  • 6:66

  • وَكَذَّبَ بِهِۦ قَوْمُكَ وَهُوَ ٱلْحَقُّ ۚ قُل لَّسْتُ عَلَيْكُم بِوَكِيلٍۢ
  • Halis Aydemir Meali

    Yine de senin kavmin onu yalanladı; o hak olmasına rağmen! De ki: üzerinize bir vekil değilim.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Kavmin o (Kur'ân'ı) yalan saydı, halbuki o gerçektir. De ki: " Ben sizin vekiliniz değilim".

  • 6:67

  • لِّكُلِّ نَبَإٍۢ مُّسْتَقَرٌّۭ ۚ وَسَوْفَ تَعْلَمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Her bir haber için bir istikrar ortamı vardır; nitekim yakında bileceksiniz.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır, siz de onu yakında bileceksiniz.

  • 6:68

  • وَإِذَا رَأَيْتَ ٱلَّذِينَ يَخُوضُونَ فِىٓ ءَايَٰتِنَا فَأَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتَّىٰ يَخُوضُوا۟ فِى حَدِيثٍ غَيْرِهِۦ ۚ وَإِمَّا يُنسِيَنَّكَ ٱلشَّيْطَٰنُ فَلَا تَقْعُدْ بَعْدَ ٱلذِّكْرَىٰ مَعَ ٱلْقَوْمِ ٱلظَّٰلِمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem ayetlerimize dalan kimseleri gördüğünde, bu durumda onlardan yüz çevir; ta ki onlar ondan başka bir söze dalsınlar! Ve eğer Şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık oturma zalim kavimle birlikte!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Âyetlerimiz hakkında münasebetsizliğe dalanları gördüğün zaman hemen onlardan uzaklaş ki, ondan başka söze dalsınlar. Eğer şeytan bunu sana unutturursa hatırladıktan sonra hemen kalk, o zalimler topluluğuyla oturma.

  • 6:69

  • وَمَا عَلَى ٱلَّذِينَ يَتَّقُونَ مِنْ حِسَابِهِم مِّن شَىْءٍۢ وَلَٰكِن ذِكْرَىٰ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Nitekim sakınan kimselerin üzerine onların hesabından herhangi bir şey yoktur; fakat bir hatırlatma vardır; gerekti ki onlar sakınsınlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah'tan korkanlara o zalimlerin hesabından bir sorumluluk yoktur. Fakat bu bir hatırlatmadır. Gerekir ki sakınırlar.

  • 6:70

  • وَذَرِ ٱلَّذِينَ ٱتَّخَذُوا۟ دِينَهُمْ لَعِبًۭا وَلَهْوًۭا وَغَرَّتْهُمُ ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَا ۚ وَذَكِّرْ بِهِۦٓ أَن تُبْسَلَ نَفْسٌۢ بِمَا كَسَبَتْ لَيْسَ لَهَا مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلِىٌّۭ وَلَا شَفِيعٌۭ وَإِن تَعْدِلْ كُلَّ عَدْلٍۢ لَّا يُؤْخَذْ مِنْهَآ ۗ أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ أُبْسِلُوا۟ بِمَا كَسَبُوا۟ ۖ لَهُمْ شَرَابٌۭ مِّنْ حَمِيمٍۢ وَعَذَابٌ أَلِيمٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَكْفُرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Artık bırak dinlerini oyun ve oyalanma edinmiş ve dünya hayatının kendilerini aldattığı kimseleri! Ve şununla hatırlat ki, hiç kimse kazandıklarından ötürü helak edilmesin! Onun için Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır! Ve şayet her fidyeyi denkleştirse de ondan alınmaz! Onlar kazandıklarından ötürü helak edilmiş kimselerdir; onlar için yok sayıp durmalarından ötürü hamîm’den bir içecek ve elîm bir azap vardır.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Dinlerini bir oyun ve bir eğlence edinen ve kendilerini dünya hayatının aldattığı kimseleri bırak! Ve hiçbir kimsenin kazandığı şey yüzünden kendisini helake atmamasını, kendisi için Allah'tan başka hiç bir dost ve hiçbir şefaatçi bulunmadığını Kur'ân ile hatırlat. O, azaptan kurtulmak için bütün varını feda etse, kendisinden alınmaz. Onlar kazandıkları şey yüzünden helake uğratılmışlardır. Onlar için, inkâr ettiklerinden dolayı kaynar bir içecek ve can yakıcı bir azab vardır.

  • 6:71

  • قُلْ أَنَدْعُوا۟ مِن دُونِ ٱللَّهِ مَا لَا يَنفَعُنَا وَلَا يَضُرُّنَا وَنُرَدُّ عَلَىٰٓ أَعْقَابِنَا بَعْدَ إِذْ هَدَىٰنَا ٱللَّهُ كَٱلَّذِى ٱسْتَهْوَتْهُ ٱلشَّيَٰطِينُ فِى ٱلْأَرْضِ حَيْرَانَ لَهُۥٓ أَصْحَٰبٌۭ يَدْعُونَهُۥٓ إِلَى ٱلْهُدَى ٱئْتِنَا ۗ قُلْ إِنَّ هُدَى ٱللَّهِ هُوَ ٱلْهُدَىٰ ۖ وَأُمِرْنَا لِنُسْلِمَ لِرَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Allâh’tan başka bize ne fayda ne de zarar vermeyenleri mi çağıralım ve Allah bize hidayet ettikten sonra ökçelerimiz üzerine mi döndürülelim; şeytanların yeryüzünde şaşkın şaşkın savurduğu kimse gibi? Arkadaşları var onun, ‘bize gel’ diye hidayete çağırıyorlar onu! De ki: muhakkak ki Allah’ın hidayeti, odur hidayet hem biz Alemlerin Rabbine teslim olalım diye emrolunduk!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Biz Allah'ı bırakıp da bize fayda veya zarar vermeyen şeylere mi yalvaralım? Allah bizi doğru yola kavuşturduktan sonra ardımıza mı dönelim? Arkadaşları, bize gel, diye doğru yola çağırdıkları halde yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp, şeytanların ayartarak uçuruma çektikleri ahmak gibi mi olalım?". De ki: "Allah'ın gösterdiği yol, yegane doğru yoldur. Bize, bütün âlemlerin Rabb'ine teslim olmamız emrolundu".

  • 6:72

  • وَأَنْ أَقِيمُوا۟ ٱلصَّلَوٰةَ وَٱتَّقُوهُ ۚ وَهُوَ ٱلَّذِىٓ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve namazı ikame edesiniz ve O’ndan sakınasınız! Hem O’dur kendisine haşrolunduğunuz.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bize: "Namazı dosdoğru kılın, Allah'a karşı gelmekten sakının" (diye emredildi), toplanacağınız yer O'nun huzurudur.

  • 6:73

  • وَهُوَ ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ بِٱلْحَقِّ ۖ وَيَوْمَ يَقُولُ كُن فَيَكُونُ ۚ قَوْلُهُ ٱلْحَقُّ ۚ وَلَهُ ٱلْمُلْكُ يَوْمَ يُنفَخُ فِى ٱلصُّورِ ۚ عَٰلِمُ ٱلْغَيْبِ وَٱلشَّهَٰدَةِ ۚ وَهُوَ ٱلْحَكِيمُ ٱلْخَبِيرُ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem O’dur gökleri ve yeri hak ile yaratmış olan; ve ‘ol’ dediği gün hemen oluverir. O’nun sözü haktır; Sûr’a üflendiği gün de mülk O’nundur; gaybı ve şehadeti bilen; ve O Hakîm’dir; Habîr’dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Gökleri ve yeri, yerli yerince yaratan O'dur. Bir şeye "ol" dediği gün hemen oluverir. O'nun sözü haktır. "Sûr"a üfürüldüğü gün de mülk ancak O'nundur. O, gizliyi ve açığı bilendir. O, hikmet sahibi, her şeyden haberdardır.

  • 6:74

  • ۞ وَإِذْ قَالَ إِبْرَٰهِيمُ لِأَبِيهِ ءَازَرَ أَتَتَّخِذُ أَصْنَامًا ءَالِهَةً ۖ إِنِّىٓ أَرَىٰكَ وَقَوْمَكَ فِى ضَلَٰلٍۢ مُّبِينٍۢ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve hani İbrahim babası Azer’e demişti: sen birtakım putları ilahlar mı ediniyorsun? Muhakkak ki ben seni ve senin kavmini apaçık bir dalalet içerisinde görüyorum!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İbrahim, babası Âzer'e demişti ki: "sen putları tanrı mı ediniyorsun? Doğrusu ben seni ve kavmini açık bir sapıklık içinde görüyorum".

  • 6:75

  • وَكَذَٰلِكَ نُرِىٓ إِبْرَٰهِيمَ مَلَكُوتَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ وَلِيَكُونَ مِنَ ٱلْمُوقِنِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    İşte böylece göklerin ve yerin melekûtunu İbrahîm’e gösteriyoruz; hem yakînen bilenlerden olsun diye!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu (muhteşem varlıklarını) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun.

  • 6:76

  • فَلَمَّا جَنَّ عَلَيْهِ ٱلَّيْلُ رَءَا كَوْكَبًۭا ۖ قَالَ هَٰذَا رَبِّى ۖ فَلَمَّآ أَفَلَ قَالَ لَآ أُحِبُّ ٱلْءَافِلِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Nitekim gece onun üzerine kararınca bir gezegen gördü; dedi ki: budur benim rabbim. Ancak kaybolunca dedi ki: kaybolanları sevmem!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Üzerine gece bastırınca, bir yıldız gördü: "Rabb'im budur" dedi. Yıldız batınca da: " Ben batanları sevmem" dedi.

  • 6:77

  • فَلَمَّا رَءَا ٱلْقَمَرَ بَازِغًۭا قَالَ هَٰذَا رَبِّى ۖ فَلَمَّآ أَفَلَ قَالَ لَئِن لَّمْ يَهْدِنِى رَبِّى لَأَكُونَنَّ مِنَ ٱلْقَوْمِ ٱلضَّآلِّينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Sonra ayı çıkarken görünce dedi ki: budur benim Rabbim. Ancak kaybolunca dedi ki: şayet Rabbim bana hidayet etmezse kesinlikle sapkınlar kavminden olurum.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ay'ı doğarken gördü: "Rabb'im budur" dedi. O da batınca: "Yemin ederim ki, Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi, elbette sapıklığa düşen topluluktan olurdum" dedi.

  • 6:78

  • فَلَمَّا رَءَا ٱلشَّمْسَ بَازِغَةًۭ قَالَ هَٰذَا رَبِّى هَٰذَآ أَكْبَرُ ۖ فَلَمَّآ أَفَلَتْ قَالَ يَٰقَوْمِ إِنِّى بَرِىٓءٌۭ مِّمَّا تُشْرِكُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Sonra güneşi çıkarken görünce dedi ki: budur benim Rabbim, bu daha büyük! Ancak kaybolunca dedi ki: Ey kavmim, muhakkak ki ben sizin şirk koştuklarınızdan beriyim!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Güneş'i doğarken görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük" dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım".

  • 6:79

  • إِنِّى وَجَّهْتُ وَجْهِىَ لِلَّذِى فَطَرَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضَ حَنِيفًۭا ۖ وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلْمُشْرِكِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Muhakkak ki ben gökleri ve yeri yoktan yaratmış olana yüzümü hanîf olarak yönelttim; hem ben müşriklerden değilim!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah'a ortak koşanlardan değilim".

  • 6:80

  • وَحَآجَّهُۥ قَوْمُهُۥ ۚ قَالَ أَتُحَٰٓجُّوٓنِّى فِى ٱللَّهِ وَقَدْ هَدَىٰنِ ۚ وَلَآ أَخَافُ مَا تُشْرِكُونَ بِهِۦٓ إِلَّآ أَن يَشَآءَ رَبِّى شَيْـًۭٔا ۗ وَسِعَ رَبِّى كُلَّ شَىْءٍ عِلْمًا ۗ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve kavmi onunla tartıştı. O dedi ki: Sizler benimle Allah hakkında mı tartışıyorsunuz, halbuki O bana kesinlikle hidayet etti! Sizin O’na şirk koştuklarınızdan da korkmuyorum; ancak Rabbimin bir şey dilemesi hariç. Benim Rabbim her şeyi ilmen kapsamıştır; siz hala öğüt almıyor musunuz?!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Kavmi onunla tartışmaya başladı. O da onlara dedi ki: "Beni doğru yola eriştirdiği halde Allah hakkında benimle mücadele mi ediyorsunuz? O'na ortak koştuklarınızdan hiç korkmuyorum, ancak Rabbimin dilediği şey hariç. Rabbim ilmiyle her şeyi kuşatmıştır. Hiç düşünmez misiniz?"

  • 6:81

  • وَكَيْفَ أَخَافُ مَآ أَشْرَكْتُمْ وَلَا تَخَافُونَ أَنَّكُمْ أَشْرَكْتُم بِٱللَّهِ مَا لَمْ يُنَزِّلْ بِهِۦ عَلَيْكُمْ سُلْطَٰنًۭا ۚ فَأَىُّ ٱلْفَرِيقَيْنِ أَحَقُّ بِٱلْأَمْنِ ۖ إِن كُنتُمْ تَعْلَمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem nasıl korkayım sizin şirk koştuklarınızdan, halbuki siz üzerinize hakkında herhangi bir delil indirmediklerini Allah’a şirk koşmanızdan korkmuyorsunuz! Şu halde iki gruptan hangisi emniyeti daha çok hak ediyor; şayet ilim yapıyor idiyseniz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    "Hakkında hiçbir delil indirmediği halde, siz Allah'a ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da, ben sizin ortak koştuklarınızdan nasıl korkarım?" Eğer bilirseniz söyleyin, bu iki topluluktan hangisi güven içinde olmaya daha layıktır?

  • 6:82

  • ٱلَّذِينَ ءَامَنُوا۟ وَلَمْ يَلْبِسُوٓا۟ إِيمَٰنَهُم بِظُلْمٍ أُو۟لَٰٓئِكَ لَهُمُ ٱلْأَمْنُ وَهُم مُّهْتَدُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    İmân etmiş ve imanlarına bir zulüm giydirmemiş olanlar… İşte onlar, onlar içindir emniyet ve onlar hidayette olanlardır.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İman edenler ve imanlarını zulüm ile karıştırmayanlar... İşte güven onlarındır ve doğru yolu bulanlar da onlardır.

  • 6:83

  • وَتِلْكَ حُجَّتُنَآ ءَاتَيْنَٰهَآ إِبْرَٰهِيمَ عَلَىٰ قَوْمِهِۦ ۚ نَرْفَعُ دَرَجَٰتٍۢ مَّن نَّشَآءُ ۗ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve işte bu bizim hüccetimizdir; kavmine karşı İbrahim’e onu Biz ulaştırdık; dilediklerimizi derece derece yükseltiyoruz; Muhakkak ki senin Rabbin Hakîm’dir, Alîm’dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz delillerimizdir. Dilediğimizi derecelerle yükseltiriz. Muhakkak Rabbin hikmet sahibidir, bilendir.

  • 6:84

  • وَوَهَبْنَا لَهُۥٓ إِسْحَٰقَ وَيَعْقُوبَ ۚ كُلًّا هَدَيْنَا ۚ وَنُوحًا هَدَيْنَا مِن قَبْلُ ۖ وَمِن ذُرِّيَّتِهِۦ دَاوُۥدَ وَسُلَيْمَٰنَ وَأَيُّوبَ وَيُوسُفَ وَمُوسَىٰ وَهَٰرُونَ ۚ وَكَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve biz ona İshak’ı ve Yakûb’u hibe ettik; her birine hidayet ettik; öncesinden Nûh’a da hidayet etmiştik. Onun zürriyetinden de Dâvûd’a ve Süleymân’a ve Eyyûb’a ve Yûsuf’a ve Mûsa’ya ve Hârun’a. İşte böylece Muhsinlere karşılık veriyoruz.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz ona İshak'ı ve Yakub'u da hediye ettik: Hepsine de doğru yolu gösterdik. Nitekim daha önce Nuh'a ve onun soyundan Davud'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a da yol göstermiştik. Biz güzel davrananlara böyle karşılık veririz.

  • 6:85

  • وَزَكَرِيَّا وَيَحْيَىٰ وَعِيسَىٰ وَإِلْيَاسَ ۖ كُلٌّۭ مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve Zekeriyya’ya ve Yahya’ya ve İsa’ya ve İlyas’a; hepsi salihlerdendir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas'a da (hidayet ettik). Hepsi de salih kullarımızdandı.

  • 6:86

  • وَإِسْمَٰعِيلَ وَٱلْيَسَعَ وَيُونُسَ وَلُوطًۭا ۚ وَكُلًّۭا فَضَّلْنَا عَلَى ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve İsmail’e ve Elyesa’ya ve Yunus’a ve Lût’a; ve her birini üstün kıldık alemlerin üzerine.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İsmail, Elyesa, Yunus ve Lut'u da (hidayete erdirdik). Hepsini âlemlere üstün kıldık.

  • 6:87

  • وَمِنْ ءَابَآئِهِمْ وَذُرِّيَّٰتِهِمْ وَإِخْوَٰنِهِمْ ۖ وَٱجْتَبَيْنَٰهُمْ وَهَدَيْنَٰهُمْ إِلَىٰ صِرَٰطٍۢ مُّسْتَقِيمٍۢ
  • Halis Aydemir Meali

    Onların babalarından da zürriyetlerinden de kardeşlerinden de… Ve onları seçtik ve onları Sıratı Müstakime hidayet ettik.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Babalarından, çocuklarından ve kardeşlerinden bazılarını da (üstün kıldık). Onları seçtik ve doğru yola ilettik.

  • 6:88

  • ذَٰلِكَ هُدَى ٱللَّهِ يَهْدِى بِهِۦ مَن يَشَآءُ مِنْ عِبَادِهِۦ ۚ وَلَوْ أَشْرَكُوا۟ لَحَبِطَ عَنْهُم مَّا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    İşte bu Allah’ın hidayetidir; onunla kullarından dilediklerine hidayet eder. Ancak şirk koşsalardı yapadurdukları, onlar için kesinlikle boşa çıkardı.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte bu, Allah'ın doğru yoludur. Kullarından dilediğini o doğru yola iletir. Eğer onlar Allah'a ortak koşsalardı, yaptıkları bütün amelleri boşa giderdi.

  • 6:89

  • أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ءَاتَيْنَٰهُمُ ٱلْكِتَٰبَ وَٱلْحُكْمَ وَٱلنُّبُوَّةَ ۚ فَإِن يَكْفُرْ بِهَا هَٰٓؤُلَآءِ فَقَدْ وَكَّلْنَا بِهَا قَوْمًۭا لَّيْسُوا۟ بِهَا بِكَٰفِرِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    İşte onlar kendilerine kitabı ve hükmü ve nübüvveti ulaştırdığımız kimselerdir. Ancak onları bunlar yok sayarsa o takdirde biz onları, onları yok saymayan bir kavmin vekaletine vermişizdir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm (hikmet ve hükümranlık) ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, yerlerine, onu tanımamazlık etmiyecek bir toplum getiririz.

  • 6:90

  • أُو۟لَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ هَدَى ٱللَّهُ ۖ فَبِهُدَىٰهُمُ ٱقْتَدِهْ ۗ قُل لَّآ أَسْـَٔلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا ۖ إِنْ هُوَ إِلَّا ذِكْرَىٰ لِلْعَٰلَمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    İşte onlar Allah’ın hidayet ettikleridir. Dolayısıyla onların hidayetini rehber edin! De ki: sizden onun için bir ücret istemiyorum; O, alemler için bir hatırlatmadan öte değildir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bunlar, Allah'ın hidayet ettiği kimselerdir. Sen de onların hidayetine uy. De ki: "Ben ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O, sadece bütün âlemlere bir öğüttür.

  • 6:91

  • وَمَا قَدَرُوا۟ ٱللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِۦٓ إِذْ قَالُوا۟ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ عَلَىٰ بَشَرٍۢ مِّن شَىْءٍۢ ۗ قُلْ مَنْ أَنزَلَ ٱلْكِتَٰبَ ٱلَّذِى جَآءَ بِهِۦ مُوسَىٰ نُورًۭا وَهُدًۭى لِّلنَّاسِ ۖ تَجْعَلُونَهُۥ قَرَاطِيسَ تُبْدُونَهَا وَتُخْفُونَ كَثِيرًۭا ۖ وَعُلِّمْتُم مَّا لَمْ تَعْلَمُوٓا۟ أَنتُمْ وَلَآ ءَابَآؤُكُمْ ۖ قُلِ ٱللَّهُ ۖ ثُمَّ ذَرْهُمْ فِى خَوْضِهِمْ يَلْعَبُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem onlar ‘Allah bir beşere herhangi bir şey indirmemiştir’ derken Allah’ın kadrini hakkıyla takdir etmediler! De ki: Musa’nın getirdiği kitabı insanlar için nur ve hidayet olarak kim indirdi? Siz onu parşömenler edinip onları açığa çıkarıyorsunuz; çoğunu da gizliyorsunuz. Halbuki ne sizin ne de babalarınızın bilmedikleri size öğretildi! De ki: Allah! Sonra bırak onları dalışlarında oynasınlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlar: "Allah insanlara hiçbir şey göndermemiştir" demekle, Allah'ı gereği gibi tanıyamadılar. De ki: Musa'nın insanlara aydınlık ve hidayet olmak üzere getirdiği, sizin parça parça kâğıtlara çevirdiğiniz, bir kısmını belli ettiğiniz, birçoğunu gizlediğiniz; sizinle babalarınızın, sayesinde bilmediğiniz birçok şeyleri öğrendiğiniz Kitab'ı kim gönderdi? (Onlara karşı sen) "Allah" de. Sonra onları bırak, boş laflara dalarak oyalansınlar.

  • 6:92

  • وَهَٰذَا كِتَٰبٌ أَنزَلْنَٰهُ مُبَارَكٌۭ مُّصَدِّقُ ٱلَّذِى بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنذِرَ أُمَّ ٱلْقُرَىٰ وَمَنْ حَوْلَهَا ۚ وَٱلَّذِينَ يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ يُؤْمِنُونَ بِهِۦ ۖ وَهُمْ عَلَىٰ صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Bu da bizim indirdiğimiz, mübarek, kendisinden öncekileri tasdik edici bir kitaptır; hem şehirlerin anasını ve onun etrafında kim varsa uyarasın diye! Ahirete imân edenler ona da imân ederler ve onlar namazlarını muhafaza ederler.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bu Kitap (Kur'ân), kendinden önceki kitapları tasdik eden, şehirler anası (Mekke) halkını ve çevresindeki bütün insanlığı uyarman için indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. Ahiret gününe iman edenler bu Kitab'a da iman ederler ve onlar namazlarına da devamlıdırlar.

  • 6:93

  • وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًا أَوْ قَالَ أُوحِىَ إِلَىَّ وَلَمْ يُوحَ إِلَيْهِ شَىْءٌۭ وَمَن قَالَ سَأُنزِلُ مِثْلَ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ ۗ وَلَوْ تَرَىٰٓ إِذِ ٱلظَّٰلِمُونَ فِى غَمَرَٰتِ ٱلْمَوْتِ وَٱلْمَلَٰٓئِكَةُ بَاسِطُوٓا۟ أَيْدِيهِمْ أَخْرِجُوٓا۟ أَنفُسَكُمُ ۖ ٱلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ عَذَابَ ٱلْهُونِ بِمَا كُنتُمْ تَقُولُونَ عَلَى ٱللَّهِ غَيْرَ ٱلْحَقِّ وَكُنتُمْ عَنْ ءَايَٰتِهِۦ تَسْتَكْبِرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve kim daha zalimdir; Allah’a bir yalanı iftira edenden yahut kendisine bir şey vahyolunmadığı halde ‘‘bana vahyolundu’’ diyen ve ‘‘Allah’ın indirdiğinin benzerini indireceğim’’ diyenden! Ve zalimleri bir görsen; ölümün dalgınlıklarında; melekler de ellerini açmış; çıkarın canlarınızı! Allah’a karşı hakkın gayrısını konuşup durmanızdan ve O’nun ayetlerine karşı büyüklenip durmanızdan ötürü bugün aşağılayıcı azap ile cezalandırılıyorsunuz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah'a karşı yalan uyduran, yahut kendisine hiçbir şey vahyolunmadığı halde: "bana vahyedildi" diyen ve: "Allah'ın indirdiği gibi bir kitap da ben indireceğim" diye iddiada bulunandan daha zalim kim olabilir? O zalimlerin halini ölüm şiddeti içindeyken bir görsen! Melekler onlara ellerini uzatırlar ve: " Ruhunuzu teslim edin. Bugün, Allah'a karşı haksız şeyler söylediğinizden ve O'nun âyetlerine karşı böbürlenmenizden dolayı alçaltıcı bir azapla cezalandıralacaksınız" derler.

  • 6:94

  • وَلَقَدْ جِئْتُمُونَا فُرَٰدَىٰ كَمَا خَلَقْنَٰكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍۢ وَتَرَكْتُم مَّا خَوَّلْنَٰكُمْ وَرَآءَ ظُهُورِكُمْ ۖ وَمَا نَرَىٰ مَعَكُمْ شُفَعَآءَكُمُ ٱلَّذِينَ زَعَمْتُمْ أَنَّهُمْ فِيكُمْ شُرَكَٰٓؤُا۟ ۚ لَقَد تَّقَطَّعَ بَيْنَكُمْ وَضَلَّ عَنكُم مَّا كُنتُمْ تَزْعُمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve kesinlikle bize fertler halinde geldiniz; sizi ilk kez yarattığımız gibi! Ve sizi hayaline daldırdıklarımızı sırtlarınızın gerisinde bıraktınız. Sizin hakkınızda ortaklar olduklarını yalan yere iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi de beraberinizde görmüyoruz! Aranız bütünüyle kesinlikle kopuverdi ve yalan yere iddia edip durduğunuz şeyler sizden kaybolup gitti.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bugün, sizi ilk defa yarattığımız zamanki gibi yapayalnız huzurumuza geldiniz, size verdiğimiz herşeyi arkanızda bıraktınız. Allah'ın size göre ortağı olduklarını iddia ederek yardımlarına, şefaatlarına güvendiğiniz ortakları yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiş, güvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmiştir.

  • 6:95

  • ۞ إِنَّ ٱللَّهَ فَالِقُ ٱلْحَبِّ وَٱلنَّوَىٰ ۖ يُخْرِجُ ٱلْحَىَّ مِنَ ٱلْمَيِّتِ وَمُخْرِجُ ٱلْمَيِّتِ مِنَ ٱلْحَىِّ ۚ ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ ۖ فَأَنَّىٰ تُؤْفَكُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Muhakkak ki Allah habbeyi ve çekirdeği pörtletendir; canlıyı ölüden çıkarır ve ölüyü canlıdan çıkarandır; işte O Allah’tır; şu halde nereden döndürülüyorsunuz?

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz ki taneleri ve çekirdekleri yaran Allah'tır. O, ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkaran O'dur. İşte Allah budur. O halde nasıl yüz çevirirsiniz?

  • 6:96

  • فَالِقُ ٱلْإِصْبَاحِ وَجَعَلَ ٱلَّيْلَ سَكَنًۭا وَٱلشَّمْسَ وَٱلْقَمَرَ حُسْبَانًۭا ۚ ذَٰلِكَ تَقْدِيرُ ٱلْعَزِيزِ ٱلْعَلِيمِ
  • Halis Aydemir Meali

    Sabahı pörtletendir! Ve Geceyi sükunet, güneşi ve ayı da hesap aracı kıldı. İşte bu el-Azîz el-Alîm’in takdiridir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Karanlığı yarıp tanyerini ağartan O'dur. Geceyi, dinlenmek için; Güneş'i, Ay'ı (vakitlerinizi) hesaplamak için yaratmıştır. İşte bu, her şeye galip gelen ve her şeyi bilen Allah'ın takdiridir.

  • 6:97

  • وَهُوَ ٱلَّذِى جَعَلَ لَكُمُ ٱلنُّجُومَ لِتَهْتَدُوا۟ بِهَا فِى ظُلُمَٰتِ ٱلْبَرِّ وَٱلْبَحْرِ ۗ قَدْ فَصَّلْنَا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍۢ يَعْلَمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve O’dur sizin için yıldızları var etmiş olan; karanın ve denizin karanlıklarında onlarla hidayet bulasınız diye! Ayetleri, ilim yapan bir topluluk için kesinlikle tafsil ettik.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye yıldızları sizin için yaratan O'dur. Şüphesiz biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık.

  • 6:98

  • وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَنشَأَكُم مِّن نَّفْسٍۢ وَٰحِدَةٍۢ فَمُسْتَقَرٌّۭ وَمُسْتَوْدَعٌۭ ۗ قَدْ فَصَّلْنَا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍۢ يَفْقَهُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve O’dur sizi tek bir kişiden inşa etmiş olan; sonrasında bir müstekar ve müstevda vardır. Fıkheden bir kavim için ayetleri kesinlikle tafsil ettik.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sizi bir tek candan yaratan O'dur. Sonra sizin için bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Biz âyetlerimizi, anlayan bir toplum için apaçık beyan ettik.

  • 6:99

  • وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ مِنَ ٱلسَّمَآءِ مَآءًۭ فَأَخْرَجْنَا بِهِۦ نَبَاتَ كُلِّ شَىْءٍۢ فَأَخْرَجْنَا مِنْهُ خَضِرًۭا نُّخْرِجُ مِنْهُ حَبًّۭا مُّتَرَاكِبًۭا وَمِنَ ٱلنَّخْلِ مِن طَلْعِهَا قِنْوَانٌۭ دَانِيَةٌۭ وَجَنَّٰتٍۢ مِّنْ أَعْنَابٍۢ وَٱلزَّيْتُونَ وَٱلرُّمَّانَ مُشْتَبِهًۭا وَغَيْرَ مُتَشَٰبِهٍ ۗ ٱنظُرُوٓا۟ إِلَىٰ ثَمَرِهِۦٓ إِذَآ أَثْمَرَ وَيَنْعِهِۦٓ ۚ إِنَّ فِى ذَٰلِكُمْ لَءَايَٰتٍۢ لِّقَوْمٍۢ يُؤْمِنُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve O’dur gökten bir su indirmiş olan; böylece onunla her şeyin bitkisini çıkardık; böylece ondan bir yeşillik çıkardık; ondan bindirilmiş bir habbe çıkarıyoruz, hurmadan da onun tomurcuğundan sarkan salkımlar ve üzümlerden bahçeler ve zeytini ve narı benzeşik ve benzer olmayan. Bakınız mahsul verdiğinde onun mahsulüne ve olgunlaşmasına! Muhakkak ki bunlarda imân eden bir kavim için kesinlikle ayetler vardır.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Gökten suyu indiren O'dur. Onunla her çeşit bitkiyi çıkardık, o bitkiden bir yeşillik çıkardık, ondan da birbiri üzerine binmiş taneler; hurmanın tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzüm bağları, zeytin ve nar (bahçeleri) çıkarıyoruz. (Bunların) kimi birbirine benzer, kimi benzemez. Bunlar meyvelendikleri zaman meyvelerinin olgunlaşmasına bakın! Bunlarda inanan bir toplum için ibretler vardır.

  • 6:100

  • وَجَعَلُوا۟ لِلَّهِ شُرَكَآءَ ٱلْجِنَّ وَخَلَقَهُمْ ۖ وَخَرَقُوا۟ لَهُۥ بَنِينَ وَبَنَٰتٍۭ بِغَيْرِ عِلْمٍۢ ۚ سُبْحَٰنَهُۥ وَتَعَٰلَىٰ عَمَّا يَصِفُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Yine de Allah’a ortaklar kıldılar, cinleri! Halbuki onları O yarattı! Ayrıca O’na ilim olmaksızın oğullar ve kızlar uydurdular! Ne yücedir O ve aşkındır onların vasfettiklerinden!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlar, Allah'a cinlerden de ortak koştular. Halbuki onları yaratan O'dur. Bilgileri olmadan O'na oğullar, kızlar uydurdular. O'nun şânı onların uydurdukları sıfatlardan münezzeh ve yücedir.

  • 6:101

  • بَدِيعُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلْأَرْضِ ۖ أَنَّىٰ يَكُونُ لَهُۥ وَلَدٌۭ وَلَمْ تَكُن لَّهُۥ صَٰحِبَةٌۭ ۖ وَخَلَقَ كُلَّ شَىْءٍۢ ۖ وَهُوَ بِكُلِّ شَىْءٍ عَلِيمٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    Göklerin ve Yer’in örneksiz var edicisi; O’nun nerden bir çocuğu olur halbuki O’nun bir bayan arkadaşı olmamıştır! Hem her şeyi yaratmıştır ve O her şeyi bilendir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Gökleri ve yeri yoktan var eden O'dur. Eşi de olmadığı halde, nasıl olur da çocuğu olur? Her şeyi yaratan O'dur. Ve O, herşeyi bilendir.

  • 6:102

  • ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمْ ۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ خَٰلِقُ كُلِّ شَىْءٍۢ فَٱعْبُدُوهُ ۚ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍۢ وَكِيلٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    İşte O Allah’tır; sizin rabbinizdir! Herhangi bir ilah yoktur; ancak O vardır, her şeyin yaratıcısı; şu halde O’na ibadet edin! Nitekim O her şeyin üzerine bir vekildir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte Rabbiniz Allah bu! O'ndan başka ilâh yoktur; O, her şeyin yaratanıdır. O'na kulluk edin, O her şeye vekildir.

  • 6:103

  • لَّا تُدْرِكُهُ ٱلْأَبْصَٰرُ وَهُوَ يُدْرِكُ ٱلْأَبْصَٰرَ ۖ وَهُوَ ٱللَّطِيفُ ٱلْخَبِيرُ
  • Halis Aydemir Meali

    Basiretler O’na erişemez; halbuki O basiretlere erişir! Nitekim O el-Latîf’tir, el-Habîr’dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Gözler onu göremez, O ise bütün gözleri görür; O, lütuf sahibidir, her şeyden haberlidir.

  • 6:104

  • قَدْ جَآءَكُم بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمْ ۖ فَمَنْ أَبْصَرَ فَلِنَفْسِهِۦ ۖ وَمَنْ عَمِىَ فَعَلَيْهَا ۚ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيْكُم بِحَفِيظٍۢ
  • Halis Aydemir Meali

    Rabbinizden size birtakım basiretler kesinlikle geldi; dolayısıyla kim basirette bulunursa artık kendisi içindir; kim de kör davranırsa artık kendi aleyhinedir; ben de sizin üzerinizde bir bekçi değilim.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Muhakkak size Rabbinizden basiretler (kalb gözleri) geldi. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de körlük ederse zararı kendisinedir. Ben sizin bekçiniz değilim!

  • 6:105

  • وَكَذَٰلِكَ نُصَرِّفُ ٱلْءَايَٰتِ وَلِيَقُولُوا۟ دَرَسْتَ وَلِنُبَيِّنَهُۥ لِقَوْمٍۢ يَعْلَمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve işte böylece âyetleri tasrif ediyoruz hem varsın ‘ders etmişsin’ desinler; biz de ilim yapan bir kavim için onu açıklayalım.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte böylece âyetleri türlü türlü çevirip açıklıyoruz ki, onlar sana: "Sen bunları bir yerlerden okuyup öğrenmişsin" desinler ve bilen bir toplum için de onu iyice beyan edelim.

  • 6:106

  • ٱتَّبِعْ مَآ أُوحِىَ إِلَيْكَ مِن رَّبِّكَ ۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ ۖ وَأَعْرِضْ عَنِ ٱلْمُشْرِكِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Rabbinden sana ne vahyolunmuş ise ona tabi ol! Her hangi bir ilah yok, ancak O var! Ve müşriklerden yüz çevir!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Rabbinden sana vahyedilene uy. O'ndan başka ilâh yoktur. Ortak koşanlardan da yüz çevir.

  • 6:107

  • وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَآ أَشْرَكُوا۟ ۗ وَمَا جَعَلْنَٰكَ عَلَيْهِمْ حَفِيظًۭا ۖ وَمَآ أَنتَ عَلَيْهِم بِوَكِيلٍۢ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem şayet Allah dileseydi onlar şirk koşmazlardı; zaten seni onların üzerine bir bekçi kılmadık. Sen onların üzerine bir vekil de değilsin.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah dileseydi, ortak koşmazlardı. Biz, seni onlar üzerine bekçi yapmadık, sen onlara vekil de değilsin!

  • 6:108

  • وَلَا تَسُبُّوا۟ ٱلَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ فَيَسُبُّوا۟ ٱللَّهَ عَدْوًۢا بِغَيْرِ عِلْمٍۢ ۗ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمْ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِم مَّرْجِعُهُمْ فَيُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem Allah’tan başkalarını çağıranlara sövmeyin, onlar da düşmanlıkla ilim olmaksızın Allah’a söverler. İşte böyle, her ümmete amelini süsledik; sonra onların dönüşleri Rab’lerinedir; böylece onlara haber verir ne yapıyor idilerse.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onların Allah'tan başka yalvardıklarına sövmeyin ki, onlar da bilmeyerek sınırı aşıp Allah'a sövmesinler. Biz, her ümmete yaptıkları işi böyle süslü gösterdik. Sonunda dönüşleri Rablerinedir. O, onlara ne yaptıklarını haber verir.

  • 6:109

  • وَأَقْسَمُوا۟ بِٱللَّهِ جَهْدَ أَيْمَٰنِهِمْ لَئِن جَآءَتْهُمْ ءَايَةٌۭ لَّيُؤْمِنُنَّ بِهَا ۚ قُلْ إِنَّمَا ٱلْءَايَٰتُ عِندَ ٱللَّهِ ۖ وَمَا يُشْعِرُكُمْ أَنَّهَآ إِذَا جَآءَتْ لَا يُؤْمِنُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve yeminlerinin olanca gücüyle Allah’a kasem ettiler, kesinlikle onlara bir ayet gelmiş olsa muhakkak ki ona elbette iman ederlermiş. De ki: ancak Allah’ın katındadır ayetler; onlar geldiğinde dahi iman etmeyeceklerini size hissettirmiyor.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Müşrikler, kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka iman edeceklerine dair en ağır yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: "Mucizeler ancak Allah katındadır". Onlara mucizeler geldiğinde de iman etmeyeceklerini siz nerden bileceksiniz?

  • 6:110

  • وَنُقَلِّبُ أَفْـِٔدَتَهُمْ وَأَبْصَٰرَهُمْ كَمَا لَمْ يُؤْمِنُوا۟ بِهِۦٓ أَوَّلَ مَرَّةٍۢ وَنَذَرُهُمْ فِى طُغْيَٰنِهِمْ يَعْمَهُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve onların gönüllerini ve basiretlerini ilk seferinde ona iman etmedikleri gibi tersyüz ederiz. Ve onları taşkınlıkları içerisinde bocalar bir halde bırakırız.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz onların kalblerini ve gözlerini çeviririz de, onlar, ilkin iman etmedikleri gibi, gene de iman etmezler. Biz de onları taşkınlıkları içerisinde kör ve şaşkın bırakırız.

  • 6:111

  • ۞ وَلَوْ أَنَّنَا نَزَّلْنَآ إِلَيْهِمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةَ وَكَلَّمَهُمُ ٱلْمَوْتَىٰ وَحَشَرْنَا عَلَيْهِمْ كُلَّ شَىْءٍۢ قُبُلًۭا مَّا كَانُوا۟ لِيُؤْمِنُوٓا۟ إِلَّآ أَن يَشَآءَ ٱللَّهُ وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ يَجْهَلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Velev ki Biz onlara melekleri peyderpey indirseydik ve ölüler onlara konuşsaydı ve her şeyi karşılarına toplasaydık kesinlikle iman edecek değillerdi; Allah’ın dilemesi hariç! Velakin onların çoğu yok sayıyor.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah'ın diledikleri hariç, yine de inanacak değillerdi, fakat çokları bunu bilmezler.

  • 6:112

  • وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِىٍّ عَدُوًّۭا شَيَٰطِينَ ٱلْإِنسِ وَٱلْجِنِّ يُوحِى بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍۢ زُخْرُفَ ٱلْقَوْلِ غُرُورًۭا ۚ وَلَوْ شَآءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ ۖ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    İşte böylece, her bir nebî için insanların ve cinlerin şeytanlarını düşman olarak var ettik. Onların bazısı bazısına sözün yaldızlısını aldatmak için vahyediyor. Hem şayet senin Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı; dolayısıyla onları ve iftira ettiklerini bırak!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Biz böylece, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptık. Bunlar birbirini aldatmak için süslü sözlerle vesvese verirler. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları iftiraları ile başbaşa bırak.

  • 6:113

  • وَلِتَصْغَىٰٓ إِلَيْهِ أَفْـِٔدَةُ ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ وَلِيَرْضَوْهُ وَلِيَقْتَرِفُوا۟ مَا هُم مُّقْتَرِفُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve Ahirete iman etmeyen kimselerin gönülleri ona kaysın diye ve ona razı olsunlar diye ve onlar ne işleyeceklerse işlesinler diye!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bir de ahirete iman etmeyenlerin kalbleri, o yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri suçları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.

  • 6:114

  • أَفَغَيْرَ ٱللَّهِ أَبْتَغِى حَكَمًۭا وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَنزَلَ إِلَيْكُمُ ٱلْكِتَٰبَ مُفَصَّلًۭا ۚ وَٱلَّذِينَ ءَاتَيْنَٰهُمُ ٱلْكِتَٰبَ يَعْلَمُونَ أَنَّهُۥ مُنَزَّلٌۭ مِّن رَّبِّكَ بِٱلْحَقِّ ۖ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلْمُمْتَرِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Yoksa Allah’tan gayrı bir hakem mi araştırayım; halbuki size kitabı mufassal olarak indirmiş olan O’dur. Kendilerine kitabı ulaştırmış olduklarımız da onun rabbinden hak ile peyderpey indirilmiş olduğunu bilirler. Dolayısıyla şüphe içerisinde olanlardan kesinlikle olma!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah, size Kitab'ı (Kur'ân'ı) açıklanmış olarak indirdiği halde, ondan başka bir hakem mi arayayım? Kendilerine kitap verdiklerimiz, o Kur'ân'ın, gerçekten Rabbin katından hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler. O halde sakın şüphe edenlerden olma.

  • 6:115

  • وَتَمَّتْ كَلِمَتُ رَبِّكَ صِدْقًۭا وَعَدْلًۭا ۚ لَّا مُبَدِّلَ لِكَلِمَٰتِهِۦ ۚ وَهُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلْعَلِيمُ
  • Halis Aydemir Meali

    Böylece Rabbinin kelamı doğruluk ve adalet bakımından tamamlandı; O’nun kelamlarını tebdil edecek yoktur; zira O es-Semî el-Alîm’dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Rabbinin sözü hem doğrulukça, hem de adaletçe tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, işitendir, bilendir.

  • 6:116

  • وَإِن تُطِعْ أَكْثَرَ مَن فِى ٱلْأَرْضِ يُضِلُّوكَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ ۚ إِن يَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَإِنْ هُمْ إِلَّا يَخْرُصُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve eğer yerdeki kimselerin çoğuna itaat edersen seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar zan’dan başkasına tabi olmuyorlar; yine onlar uyduranlardan başkası değiller.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece "zann"a uyarlar ve saçmalarlar.

  • 6:117

  • إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ مَن يَضِلُّ عَن سَبِيلِهِۦ ۖ وَهُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُهْتَدِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Muhakkak ki senin Rabbin, O en iyi bilendir kim O’nun yolundan sapıyor; yine O en iyi bilendir hidayete tutunanları.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Şüphesiz ki Rabbin, yolundan kimlerin saptığını çok iyi bilir. O, doğru yolda olanları da çok iyi bilir.

  • 6:118

  • فَكُلُوا۟ مِمَّا ذُكِرَ ٱسْمُ ٱللَّهِ عَلَيْهِ إِن كُنتُم بِـَٔايَٰتِهِۦ مُؤْمِنِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Artık yiyin, üzerine Allah’ın ismi zikredilmiş olanlardan şayet siz O’nun ayetlerine imân etmiş idiyseniz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Eğer Allah'ın âyetlerine iman ediyorsanız, Allah'ın adı anılarak kesilen hayvanlardan yiyin.

  • 6:119

  • وَمَا لَكُمْ أَلَّا تَأْكُلُوا۟ مِمَّا ذُكِرَ ٱسْمُ ٱللَّهِ عَلَيْهِ وَقَدْ فَصَّلَ لَكُم مَّا حَرَّمَ عَلَيْكُمْ إِلَّا مَا ٱضْطُرِرْتُمْ إِلَيْهِ ۗ وَإِنَّ كَثِيرًۭا لَّيُضِلُّونَ بِأَهْوَآئِهِم بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعْلَمُ بِٱلْمُعْتَدِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem neyiniz var sizin, üzerine Allah’ın ismi zikredilmiş olanlardan yemezsiniz; halbuki size haram kıldıklarını, kendisine zorlandıklarınız hariç, sizin için tafsil etmiştir. Nitekim, muhakkak ki çokları ilim olmaksızın hevalarıyla saptırıyorlar; muhakkak ki senin Rabbin, O’dur haddi aşanları en iyi bilen.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Size ne oluyor da Allah'ın adı anılarak kesilenlerden yemiyorsunuz? Halbuki O size, mecbur kalmanızın dışında haram olan şeyleri genişce açıklamıştır. Doğrusu birçokları bilmeden keyiflerine uyarak insanları doğru yoldan saptırıyorlar. Muhakkak ki, Rabbin, sınırı aşanları çok iyi bilir.

  • 6:120

  • وَذَرُوا۟ ظَٰهِرَ ٱلْإِثْمِ وَبَاطِنَهُۥٓ ۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكْسِبُونَ ٱلْإِثْمَ سَيُجْزَوْنَ بِمَا كَانُوا۟ يَقْتَرِفُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Nitekim günahın zahirini de onun bâtınını da bırakın! Muhakkak ki günahı kazananlar işleyip durduklarından ötürü cezalandırılacaklardır.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Günahın açığını da, gizlisini de bırakın! Günah kazananlar, yaptıklarının cezasını çekecekler.

  • 6:121

  • وَلَا تَأْكُلُوا۟ مِمَّا لَمْ يُذْكَرِ ٱسْمُ ٱللَّهِ عَلَيْهِ وَإِنَّهُۥ لَفِسْقٌۭ ۗ وَإِنَّ ٱلشَّيَٰطِينَ لَيُوحُونَ إِلَىٰٓ أَوْلِيَآئِهِمْ لِيُجَٰدِلُوكُمْ ۖ وَإِنْ أَطَعْتُمُوهُمْ إِنَّكُمْ لَمُشْرِكُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve üzerine Allah’ın ismi zikredilmemiş olandan yemeyin! Nitekim muhakkak ki o kesinlikle bir fasıklıktır. Ve muhakkak ki şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için kesinlikle vahyediyorlar. Ve eğer onlara itaat ettiyseniz muhakkak ki sizler kesinlikle müşriksiniz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Üzerlerine Allah'ın ismi anılmamış olanlardan yemeyin, çünkü onu yemek yoldan çıkmaktır. Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar. Eğer onlara uyarsanız, muhakkak ki, Allah'a ortak koşanlardan olursunuz.

  • 6:122

  • أَوَمَن كَانَ مَيْتًۭا فَأَحْيَيْنَٰهُ وَجَعَلْنَا لَهُۥ نُورًۭا يَمْشِى بِهِۦ فِى ٱلنَّاسِ كَمَن مَّثَلُهُۥ فِى ٱلظُّلُمَٰتِ لَيْسَ بِخَارِجٍۢ مِّنْهَا ۚ كَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِلْكَٰفِرِينَ مَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Yoksa ölü iken hayat verdiğimiz ve kendisine insanların içinde onunla yürüdüğü bir nur var ettiğimiz kimse; misali, içinden çıkmayacağı karanlıklarda olan kimse gibi midir? İşte böyle, kâfirler için yapıp durdukları süsletilmiştir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ölü iken hidayetle dirilttiğimiz, kendisine insanlar arasında yürüyecek bir nûr verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp, ondan çıkamayan kimse gibi olur mu? Fakat kâfirlere, yaptıkları, böyle süslü gösterilir.

  • 6:123

  • وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا فِى كُلِّ قَرْيَةٍ أَكَٰبِرَ مُجْرِمِيهَا لِيَمْكُرُوا۟ فِيهَا ۖ وَمَا يَمْكُرُونَ إِلَّا بِأَنفُسِهِمْ وَمَا يَشْعُرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve işte böylece, her kentte oranın mücrimlerinin büyüklerini var ettik; orada tuzak kursunlar diye; ancak onlar sadece kendilerine tuzak kurarlar da farkında olmazlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Böylece, her kentte ileri gelenleri, oranın suçluları yaptık ki, orada hileler çevirsinler. Halbuki bunlar, kötülüğü başkasına değil kendilerine yapıyorlar da farkına varmıyorlar.

  • 6:124

  • وَإِذَا جَآءَتْهُمْ ءَايَةٌۭ قَالُوا۟ لَن نُّؤْمِنَ حَتَّىٰ نُؤْتَىٰ مِثْلَ مَآ أُوتِىَ رُسُلُ ٱللَّهِ ۘ ٱللَّهُ أَعْلَمُ حَيْثُ يَجْعَلُ رِسَالَتَهُۥ ۗ سَيُصِيبُ ٱلَّذِينَ أَجْرَمُوا۟ صَغَارٌ عِندَ ٱللَّهِ وَعَذَابٌۭ شَدِيدٌۢ بِمَا كَانُوا۟ يَمْكُرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve onlara bir ayet geldiğinde dediler ki: iman etmeyeceğiz ta ki bize Allah’ın resullerine ulaştırılanın benzeri ulaştırılsın. Allah risaletini kime kılacağını en iyi bilendir! Tuzak kurup durmalarından ötürü, cürüm işlemiş kimselere Allah’ın katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap isabet edecektir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlara bir âyet geldiği zaman: "Allah'ın peygamberlerine verilenin aynısı bize de verilmedikçe iman etmeyiz" derler. Allah peygamberliğini kime vereceğini daha iyi bilir. Suçlu olanlara, yaptıkları hilelerinden dolayı Allah katından bir zillet ve şiddetli bir azap erişecektir.

  • 6:125

  • فَمَن يُرِدِ ٱللَّهُ أَن يَهْدِيَهُۥ يَشْرَحْ صَدْرَهُۥ لِلْإِسْلَٰمِ ۖ وَمَن يُرِدْ أَن يُضِلَّهُۥ يَجْعَلْ صَدْرَهُۥ ضَيِّقًا حَرَجًۭا كَأَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِى ٱلسَّمَآءِ ۚ كَذَٰلِكَ يَجْعَلُ ٱللَّهُ ٱلرِّجْسَ عَلَى ٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Artık kime Allah hidayet etmeyi murad ederse onun göğsünü İslam’a açar; kimi de saptırmayı murad ederse onun göğsünü dar sıkıntılı kılar, sanki gökte zorlanarak tırmanıyor gibi! İşte böyle, Allah pisliği imân etmeyenlerin üzerine kılar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah kimi hidayete erdirmek isterse, onun gönlünü İslâm'a açar. Kimi de saptırmak isterse, sanki göğe yükseliyormuş gibi, göğsünü dar ve sıkıntılı yapar. Allah, inanmayanları işte böyle pislik içinde bırakır.

  • 6:126

  • وَهَٰذَا صِرَٰطُ رَبِّكَ مُسْتَقِيمًۭا ۗ قَدْ فَصَّلْنَا ٱلْءَايَٰتِ لِقَوْمٍۢ يَذَّكَّرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    İşte bu, senin Rabbinin Sıratı Müstakimidir. Ayetleri, öğüt alan bir kavim için kesinlikle tafsilatlandırdık.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte Rabbinin doğru yolu budur. Şüphesiz biz, hatırlayıp ibret alan bir kavim için âyetleri geniş bir şekilde açıkladık.

  • 6:127

  • ۞ لَهُمْ دَارُ ٱلسَّلَٰمِ عِندَ رَبِّهِمْ ۖ وَهُوَ وَلِيُّهُم بِمَا كَانُوا۟ يَعْمَلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Onlar için Rab’leri katında selam yurdu vardır; hem O, yapa durduklarından ötürü onların dostudur.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onlar için Rableri katında selâmet yurdu vardır. Yaptıkları iyi amellerden dolayı, Allah onların dostudur.

  • 6:128

  • وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَمِيعًۭا يَٰمَعْشَرَ ٱلْجِنِّ قَدِ ٱسْتَكْثَرْتُم مِّنَ ٱلْإِنسِ ۖ وَقَالَ أَوْلِيَآؤُهُم مِّنَ ٱلْإِنسِ رَبَّنَا ٱسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍۢ وَبَلَغْنَآ أَجَلَنَا ٱلَّذِىٓ أَجَّلْتَ لَنَا ۚ قَالَ ٱلنَّارُ مَثْوَىٰكُمْ خَٰلِدِينَ فِيهَآ إِلَّا مَا شَآءَ ٱللَّهُ ۗ إِنَّ رَبَّكَ حَكِيمٌ عَلِيمٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve onları topluca haşrettiği gün: Ey cin maşeri insanlardan kesinlikle çok edindiniz! İnsanlardan onların dostları da dediler ki: Rabbimiz, bazımız bazımızla eğlendik ve bizim için tecil ettiğin ecelimize eriştik. Dedi ki: Ateş sizin barınağınızdır; onun içinde sonsuz varlıklar olarak! Ancak Allah’ın dilemesi hariç. Muhakkak ki senin Rabbin Hakim’dir Alim’dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Allah), onların hepsini topladığı gün, cinlere: "Ey cin topluluğu! İnsanların çoğunu yoldan çıkardınız" der. İnsanlardan cinlerin dostu olanlar da şöyle derler: "Rabbimiz! Biz birbirimizden faydalandık. Nihayet bize tayin ettiğin vademize ulaştık". Allah da: "Sizin durağınız cehennemdir. Orada, Allah'ın dilemesi müstesna, ebedi olarak kalacaksınız" der. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.

  • 6:129

  • وَكَذَٰلِكَ نُوَلِّى بَعْضَ ٱلظَّٰلِمِينَ بَعْضًۢا بِمَا كَانُوا۟ يَكْسِبُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Zalimlerin bazısını bazısına kazanıp durduklarından ötürü işte böyle dost ederiz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte biz böylece, kazandıkları günahlardan dolayı zalimlerin bir kısmını, diğer bir kısmına dost yaparız.

  • 6:130

  • يَٰمَعْشَرَ ٱلْجِنِّ وَٱلْإِنسِ أَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌۭ مِّنكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ ءَايَٰتِى وَيُنذِرُونَكُمْ لِقَآءَ يَوْمِكُمْ هَٰذَا ۚ قَالُوا۟ شَهِدْنَا عَلَىٰٓ أَنفُسِنَا ۖ وَغَرَّتْهُمُ ٱلْحَيَوٰةُ ٱلدُّنْيَا وَشَهِدُوا۟ عَلَىٰٓ أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا۟ كَٰفِرِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ey cinler ve insanlar ma’şeri! Ayetlerimi size kıssa eden ve bu buluşma gününüzle sizi uyaran sizden resuller gelmedi mi size? Dediler ki: kendi aleyhimizde şahitlik ettik! Nitekim dünya hayatı onları aldattı ve kendi aleyhlerinde şahitlik ettiler ki kendileri vaktiyle kâfirler idiler.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Allah) "Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bugününüze kavuşacağınız hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" deyince onlar: "Kendi aleyhimize şahidiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler.

  • 6:131

  • ذَٰلِكَ أَن لَّمْ يَكُن رَّبُّكَ مُهْلِكَ ٱلْقُرَىٰ بِظُلْمٍۢ وَأَهْلُهَا غَٰفِلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Bu; senin Rabbinin, halkı gafiller iken zulmederek şehirleri helak edici olmamış olmasındandır!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bu (şundan dolayıdır ki) Rabbin, halkı habersiz iken ülkeleri zulüm ile helak edici değildir.

  • 6:132

  • وَلِكُلٍّۢ دَرَجَٰتٌۭ مِّمَّا عَمِلُوا۟ ۚ وَمَا رَبُّكَ بِغَٰفِلٍ عَمَّا يَعْمَلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Zaten herkes için yaptıklarından ötürü dereceler vardır; ve senin Rabbin onların yaptıklarından gafil değildir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Her birinin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Rabbin onların yaptıklarından habersiz değildir.

  • 6:133

  • وَرَبُّكَ ٱلْغَنِىُّ ذُو ٱلرَّحْمَةِ ۚ إِن يَشَأْ يُذْهِبْكُمْ وَيَسْتَخْلِفْ مِنۢ بَعْدِكُم مَّا يَشَآءُ كَمَآ أَنشَأَكُم مِّن ذُرِّيَّةِ قَوْمٍ ءَاخَرِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hem senin Rabbin zengin ve rahmet sahibi, şayet dilerse sizi götürür ve sizin ardınızdan dilediğini halef kılar; başka bir kavmin zürriyetinden sizi inşa ettiği gibi!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Rabb'ın, hiçbir şeye muhtaç değildir, merhamet sahibidir. Sizi, başka bir kavmin soyundan getirdiği gibi, dilerse, sizi de yok edip, sizden sonra yerinize dilediğini getirir.

  • 6:134

  • إِنَّ مَا تُوعَدُونَ لَءَاتٍۢ ۖ وَمَآ أَنتُم بِمُعْجِزِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Muhakkak ki size vaadedilenler kesinlikle gelicidir siz de aciz bırakacak değilsiniz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Size vaad edilenler muhakkak gelecektir, siz, onun önüne geçemezsiniz.

  • 6:135

  • قُلْ يَٰقَوْمِ ٱعْمَلُوا۟ عَلَىٰ مَكَانَتِكُمْ إِنِّى عَامِلٌۭ ۖ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَ مَن تَكُونُ لَهُۥ عَٰقِبَةُ ٱلدَّارِ ۗ إِنَّهُۥ لَا يُفْلِحُ ٱلظَّٰلِمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Ey kavmim, siz konumunuz üzere amel edin ben de muhakkak ki amel ediciyim; yurdun akıbeti kimin olacak pek yakında bileceksiniz! Muhakkak ki zalimler iflah olmazlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Ey kavmim! Gücünüz yettiğince yapacağınızı yapın, ben de yapıyorum. Yakında (dünya) yurdunun sonunun kimin olduğunu bileceksiniz. Muhakkak zalimler kurtuluşa eremezler".

  • 6:136

  • وَجَعَلُوا۟ لِلَّهِ مِمَّا ذَرَأَ مِنَ ٱلْحَرْثِ وَٱلْأَنْعَٰمِ نَصِيبًۭا فَقَالُوا۟ هَٰذَا لِلَّهِ بِزَعْمِهِمْ وَهَٰذَا لِشُرَكَآئِنَا ۖ فَمَا كَانَ لِشُرَكَآئِهِمْ فَلَا يَصِلُ إِلَى ٱللَّهِ ۖ وَمَا كَانَ لِلَّهِ فَهُوَ يَصِلُ إِلَىٰ شُرَكَآئِهِمْ ۗ سَآءَ مَا يَحْكُمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan Allah için bir pay oluşturdular sonra dediler ki: Bu, Allah için -boş iddialarınca- bu da ortaklarımız için! Ne var ki onların ortakları için olan Allah’a ulaşmaz; Allah için olan ise o da onların ortaklarına ulaşır! Ne kötü hüküm veriyorlar!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah'ın yarattığı ekin ve hayvanlardan Allah'a bir hisse ayırmakta ve kendilerince: "Bu, Allah'a ait; şu da ortaklarımıza ait" demektedirler. Ortakları için olan hisse Allah'a ulaşmamakta, fakat Allah'a ayrılan hisse ortaklarına ulaşmaktadır. Verdikleri hüküm ne kötüdür.

  • 6:137

  • وَكَذَٰلِكَ زَيَّنَ لِكَثِيرٍۢ مِّنَ ٱلْمُشْرِكِينَ قَتْلَ أَوْلَٰدِهِمْ شُرَكَآؤُهُمْ لِيُرْدُوهُمْ وَلِيَلْبِسُوا۟ عَلَيْهِمْ دِينَهُمْ ۖ وَلَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَا فَعَلُوهُ ۖ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve aynı şekilde, ortakları müşriklerden çoğuna kendi çocuklarını katletmeyi süsledi; onları mahvetmek ve dinlerini kendilerine karışık kılmak için. Ancak şayet Allah dileseydi onlar onu yapmazlardı; dolayısıyla bırak onları ve iftiralarını!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Yine ortakları, müşriklerden çoğuna evlatlarını öldürmeyi güzel gösterdi ki, hem kendilerini mahvetsinler, hem de dinlerini karıştırıp bozsunlar. Allah dileseydi bunu yapamazlardı. O halde onları, uydurduklarıyla baş başa bırak!

  • 6:138

  • وَقَالُوا۟ هَٰذِهِۦٓ أَنْعَٰمٌۭ وَحَرْثٌ حِجْرٌۭ لَّا يَطْعَمُهَآ إِلَّا مَن نَّشَآءُ بِزَعْمِهِمْ وَأَنْعَٰمٌ حُرِّمَتْ ظُهُورُهَا وَأَنْعَٰمٌۭ لَّا يَذْكُرُونَ ٱسْمَ ٱللَّهِ عَلَيْهَا ٱفْتِرَآءً عَلَيْهِ ۚ سَيَجْزِيهِم بِمَا كَانُوا۟ يَفْتَرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve dediler ki: ‘bunlar yasak hayvanlar ve ekinlerdir -boş iddialarınca- onları bizim dilediklerimiz hariç kimse tadamaz.’ Bazı hayvanlar da var ki sırtları haram kılınmıştır; bazı hayvanlar da var ki üzerlerine Allah’ın ismini anmazlar; O’na iftira olmak üzere! İftira edip durduklarından ötürü onları cezalandıracaktır.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Zanlarınca dediler ki: "Bunlar dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bunları bizim dilediğimizden başkası yiyemez. Bunlar da sırtına binilmesi yasaklanmış hayvanlar." Bir kısım hayvanları da üzerlerine Allah'ın adını anmadan boğazlarlar. Bütün bunları Allah'a iftira ederek yaparlar. Allah onları iftiralarıyla cezalandıracaktır.

  • 6:139

  • وَقَالُوا۟ مَا فِى بُطُونِ هَٰذِهِ ٱلْأَنْعَٰمِ خَالِصَةٌۭ لِّذُكُورِنَا وَمُحَرَّمٌ عَلَىٰٓ أَزْوَٰجِنَا ۖ وَإِن يَكُن مَّيْتَةًۭ فَهُمْ فِيهِ شُرَكَآءُ ۚ سَيَجْزِيهِمْ وَصْفَهُمْ ۚ إِنَّهُۥ حَكِيمٌ عَلِيمٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve dediler ki: ‘bu hayvanların karınlarındakiler erkeklerimize hastır; eşlerimize ise haram kılınmıştır.’ Ancak, şayet ölü olursa o takdirde onlar onda ortaktırlar. Vasıflandırmalarından ötürü onları cezalandıracaktır. Muhakkak ki O Hakîm’dir Alîm’dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Dediler ki: "Bu hayvanların karınlarındakiler sadece erkeklerimize ait olup kadınlarımıza haramdır". Eğer ölü doğarsa o zaman hepsi onda ortaktır. Bu nitelemelerinden dolayı Allah onların cezasını verecektir. Çünkü O hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.

  • 6:140

  • قَدْ خَسِرَ ٱلَّذِينَ قَتَلُوٓا۟ أَوْلَٰدَهُمْ سَفَهًۢا بِغَيْرِ عِلْمٍۢ وَحَرَّمُوا۟ مَا رَزَقَهُمُ ٱللَّهُ ٱفْتِرَآءً عَلَى ٱللَّهِ ۚ قَدْ ضَلُّوا۟ وَمَا كَانُوا۟ مُهْتَدِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Kesinlikle hüsrana uğradılar; sefihlikle, bir ilim olmaksızın çocuklarını katletmiş ve Allah’ın onlara rızıklandırdıklarını Allah’a iftira ederek haramlaştırmış kimseler! Kesinlikle dalalete saptılar ve hidayete tutunanlardan olmadılar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Bilgisizlik yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana uğradılar. Bunlar, doğru yoldan sapmışlardır; hidayete erecek de değillerdir.

  • 6:141

  • ۞ وَهُوَ ٱلَّذِىٓ أَنشَأَ جَنَّٰتٍۢ مَّعْرُوشَٰتٍۢ وَغَيْرَ مَعْرُوشَٰتٍۢ وَٱلنَّخْلَ وَٱلزَّرْعَ مُخْتَلِفًا أُكُلُهُۥ وَٱلزَّيْتُونَ وَٱلرُّمَّانَ مُتَشَٰبِهًۭا وَغَيْرَ مُتَشَٰبِهٍۢ ۚ كُلُوا۟ مِن ثَمَرِهِۦٓ إِذَآ أَثْمَرَ وَءَاتُوا۟ حَقَّهُۥ يَوْمَ حَصَادِهِۦ ۖ وَلَا تُسْرِفُوٓا۟ ۚ إِنَّهُۥ لَا يُحِبُّ ٱلْمُسْرِفِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve O’dur çardaklı ve çardaksız bahçeler inşa eden! Ve yemişleri farklı farklı hurmaları ve ekinleri; benzeşik olan ve benzeşik olmayan zeytinleri ve narları… Mahsul verdiğinde onun mahsulünden yiyin ve hasadının gününde onun hakkını verin ancak israf etmeyin! Muhakkak ki O, israf edenleri sevmez.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Asmalı ve asmasız (üzüm) bahçeleri, hurmaları, ürünleri çeşit çeşit ekinleri, zeytinleri ve narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde yaratan O'dur. Her biri meyve verince meyvesinden yiyin, hasat günü de hakkını (zekat ve sadakasını) verin; amaisraf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez.

  • 6:142

  • وَمِنَ ٱلْأَنْعَٰمِ حَمُولَةًۭ وَفَرْشًۭا ۚ كُلُوا۟ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ وَلَا تَتَّبِعُوا۟ خُطُوَٰتِ ٱلشَّيْطَٰنِ ۚ إِنَّهُۥ لَكُمْ عَدُوٌّۭ مُّبِينٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve hayvanlardan taşıyıcı olanı ve serilmiş olanı! Allah’ın size rızıklandırdıklarından yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin; muhakkak ki o sizin için apaçık bir düşmandır.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Hayvanlardan da (çeşit çeşit yarattı). Kimi yük taşır, kiminin yününden döşek yapılır. Allah'ın size verdiği rızıktan yiyin ve şeytanın adımlarına uymayın (peşinden gitmeyin); çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.

  • 6:143

  • ثَمَٰنِيَةَ أَزْوَٰجٍۢ ۖ مِّنَ ٱلضَّأْنِ ٱثْنَيْنِ وَمِنَ ٱلْمَعْزِ ٱثْنَيْنِ ۗ قُلْ ءَآلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ ٱلْأُنثَيَيْنِ أَمَّا ٱشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ ٱلْأُنثَيَيْنِ ۖ نَبِّـُٔونِى بِعِلْمٍ إِن كُنتُمْ صَٰدِقِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Sekiz eşi: koyundan iki ve keçiden iki. De ki: iki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinin kapsadıklarını mı? Bana ilimle haber verin; şayet sizler dürüst idiyseniz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden iki. De ki: "(Allah), iki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi, ya da iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Eğer doğru iseniz bana ilimle haber verin."

  • 6:144

  • وَمِنَ ٱلْإِبِلِ ٱثْنَيْنِ وَمِنَ ٱلْبَقَرِ ٱثْنَيْنِ ۗ قُلْ ءَآلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ ٱلْأُنثَيَيْنِ أَمَّا ٱشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ ٱلْأُنثَيَيْنِ ۖ أَمْ كُنتُمْ شُهَدَآءَ إِذْ وَصَّىٰكُمُ ٱللَّهُ بِهَٰذَا ۚ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ ٱفْتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ كَذِبًۭا لِّيُضِلَّ ٱلنَّاسَ بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهْدِى ٱلْقَوْمَ ٱلظَّٰلِمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve deveden iki ve sığırdan iki; de ki: iki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinin kapsadıklarını mı? Yoksa sizler şahitler miydiniz; Allah size bunu vasiyet ettiğinde? Şu halde kim daha zalimdir; bir ilim olmaksızın insanları saptırmak için Allah’a bir yalanı iftira eden kimseden? Muhakkak ki Allah zalim kavme hidayet etmez!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Ve deveden iki, sığırdan iki. De ki: (Allah), "İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi, ya da iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı? Yoksa, Allah'ın size böyle vasiyet ettiğine şahitler mi oldunuz? (O'nun yanında mıydınız?). Böyle hiçbir bilgiye dayanmadan, insanları saptırmak için, Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Şüphesiz Allah, o zalimler topluluğunu doğru yola iletmez"

  • 6:145

  • قُل لَّآ أَجِدُ فِى مَآ أُوحِىَ إِلَىَّ مُحَرَّمًا عَلَىٰ طَاعِمٍۢ يَطْعَمُهُۥٓ إِلَّآ أَن يَكُونَ مَيْتَةً أَوْ دَمًۭا مَّسْفُوحًا أَوْ لَحْمَ خِنزِيرٍۢ فَإِنَّهُۥ رِجْسٌ أَوْ فِسْقًا أُهِلَّ لِغَيْرِ ٱللَّهِ بِهِۦ ۚ فَمَنِ ٱضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍۢ وَلَا عَادٍۢ فَإِنَّ رَبَّكَ غَفُورٌۭ رَّحِيمٌۭ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: bana vahyedilenlerin içinde bir tadıcıya onu tadabileceği haram kılınmış bir şey bulamıyorum; ancak ölü yahut akıtılmış kan yahut bir domuz eti –çünkü kesinlikle o bir pisliktir- yahut kendisiyle Allâh'tan gayrısı yüceltilmiş olan bir fasıklık olması hariç. Ancak kim zorda kalırsa, arzulamaksızın ne de haddi aşarak, işte bu durumda muhakkak ki senin Rabbin Gafûr’dur; Rahîm’dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Bana vahyolunanda, (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum. Ancak leş, veya akıtılmış kan, yahut domuz etiki bu gerçekten pistir yahut Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvan olursa, bunlar haramdır. Ama kim çaresiz kalırsa, (başkasının hakkına) tecavüz etmemek ve zaruret sınırını aşmamak üzere (bunlardan yiyebilir)" Çünkü Rabbin çok bağışlayandır, merhamet edendir.

  • 6:146

  • وَعَلَى ٱلَّذِينَ هَادُوا۟ حَرَّمْنَا كُلَّ ذِى ظُفُرٍۢ ۖ وَمِنَ ٱلْبَقَرِ وَٱلْغَنَمِ حَرَّمْنَا عَلَيْهِمْ شُحُومَهُمَآ إِلَّا مَا حَمَلَتْ ظُهُورُهُمَآ أَوِ ٱلْحَوَايَآ أَوْ مَا ٱخْتَلَطَ بِعَظْمٍۢ ۚ ذَٰلِكَ جَزَيْنَٰهُم بِبَغْيِهِمْ ۖ وَإِنَّا لَصَٰدِقُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Halbuki dönmüş olanlara her ‘bir tırnaklı’yı haram kıldık; sığır ve davardan da bu ikisinin yağlarını onlara haram kıldık; ancak sırtlarının yahut bağırsakların taşıdıkları veya herhangi bir kemiğe karışmış olanlar hariç. Bu onları azgınlıkları sebebiyle cezalandırmamızdır. Hem biz muhakkak ki kesinlikle sadıklarız.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sırtlarında, yahut bağırsaklarında bulunan, ya da kemiğe karışan yağlar dışında, sığır ve koyunun da, yağlarını onlara haram ettik. Saldırganlıkları yüzünden onları böyle cezalandırdık. Biz elbette doğru söyleyenleriz.

  • 6:147

  • فَإِن كَذَّبُوكَ فَقُل رَّبُّكُمْ ذُو رَحْمَةٍۢ وَٰسِعَةٍۢ وَلَا يُرَدُّ بَأْسُهُۥ عَنِ ٱلْقَوْمِ ٱلْمُجْرِمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ancak, seni yalanladılarsa bu durumda de ki: sizin Rabbiniz geniş bir rahmetin sahibidir; ne var ki O’nun sertliği mücrimler kavminden geri döndürülemez!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Eğer seni yalanladılarsa, de ki: "Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Bununla beraber O'nun azabı da suçlu toplumdan geri çevrilmez."

  • 6:148

  • سَيَقُولُ ٱلَّذِينَ أَشْرَكُوا۟ لَوْ شَآءَ ٱللَّهُ مَآ أَشْرَكْنَا وَلَآ ءَابَآؤُنَا وَلَا حَرَّمْنَا مِن شَىْءٍۢ ۚ كَذَٰلِكَ كَذَّبَ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ حَتَّىٰ ذَاقُوا۟ بَأْسَنَا ۗ قُلْ هَلْ عِندَكُم مِّنْ عِلْمٍۢ فَتُخْرِجُوهُ لَنَآ ۖ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا ٱلظَّنَّ وَإِنْ أَنتُمْ إِلَّا تَخْرُصُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Şirk koşmuş olanlar diyecekler ki: ‘Eğer Allah dileseydi şirk koşmazdık; babalarımız da! Herhangi bir şeyi de haram kılmazdık!’ Onlardan öncekiler işte böyle yalanladılar ta ki sertliğimizi tattılar. De ki: katınızda herhangi bir ilim var mı ki onu bizim için çıkarasınız? Siz zandan başkasına tabi olmuyorsunuz; ve siz uyduranlardan başkası değilsiniz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Allah'a ortak koşanlar diyecekler ki: "Allah dileseydi ne biz ortak koşardık, ne de atalarımız ortak koşardı, hiçbir şeyi de haram kılmazdık." Onlardan önce yalanlayanlar da böyle söylemişlerdi de sonunda azabımızı tatmışlardı. De ki: "Yanınızda bize çıkarabileceğiniz bir bilgi mi var? Siz, sadece zanna uyuyorsunuz ve siz sadece saçmalıyorsunuz."

  • 6:149

  • قُلْ فَلِلَّهِ ٱلْحُجَّةُ ٱلْبَٰلِغَةُ ۖ فَلَوْ شَآءَ لَهَدَىٰكُمْ أَجْمَعِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Nitekim keskin hüccet ancak Allah’ındır! Elbette şayet dilemiş olsaydı sizin hepinize kesinlikle hidayet ederdi!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "En kesin ve üstün delil, Allah'ındır. Allah isteseydi, elbette hepinizi doğru yola iletirdi."

  • 6:150

  • قُلْ هَلُمَّ شُهَدَآءَكُمُ ٱلَّذِينَ يَشْهَدُونَ أَنَّ ٱللَّهَ حَرَّمَ هَٰذَا ۖ فَإِن شَهِدُوا۟ فَلَا تَشْهَدْ مَعَهُمْ ۚ وَلَا تَتَّبِعْ أَهْوَآءَ ٱلَّذِينَ كَذَّبُوا۟ بِـَٔايَٰتِنَا وَٱلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِٱلْءَاخِرَةِ وَهُم بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Haydi Allah’ın bunu haram kıldığına şehadet eden şahitlerinizi getirin! Bu durumda eğer şahitlik ederlerse o takdirde onlarla birlikte şahitlik etme; ayrıca ayetlerimizi yalanlamış olanların ve ahirete iman etmeyenlerin hevalarına tabi olma! Kaldı ki onlar, Rab’lerine denk tutuyorlar.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: "Haydi, Allah bunu yasak etti diye tanıklık edecek şahitlerinizi getirin.". Eğer onlar şahitlik ederlerse, sen onlarla beraber şahitlik etme. Âyetlerimi yalanlayanların ve ahirete inanmayanların keyiflerine uyma. Çünkü onlar Rablerine başkasını denk tutuyorlar.

  • 6:151

  • ۞ قُلْ تَعَالَوْا۟ أَتْلُ مَا حَرَّمَ رَبُّكُمْ عَلَيْكُمْ ۖ أَلَّا تُشْرِكُوا۟ بِهِۦ شَيْـًۭٔا ۖ وَبِٱلْوَٰلِدَيْنِ إِحْسَٰنًۭا ۖ وَلَا تَقْتُلُوٓا۟ أَوْلَٰدَكُم مِّنْ إِمْلَٰقٍۢ ۖ نَّحْنُ نَرْزُقُكُمْ وَإِيَّاهُمْ ۖ وَلَا تَقْرَبُوا۟ ٱلْفَوَٰحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ ۖ وَلَا تَقْتُلُوا۟ ٱلنَّفْسَ ٱلَّتِى حَرَّمَ ٱللَّهُ إِلَّا بِٱلْحَقِّ ۚ ذَٰلِكُمْ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Gelin, Rabbiniz size ne haram kılmış sıralayayım: O’na herhangi bir şeyi şirk koşmayın; -ve ebeveyne iyiliği- ve yoksulluktan ötürü çocuklarınızı katletmeyin sizi de Biz rızıklandırıyoruz onları da; ve fuhşiyata yaklaşmayın açığa çıkanına da içte kalanına da; ve Allah’ın haram kıldığı canı katletmeyin ancak hak ile olan hariç; şu var ya, onu size vasiyet etmiştir gerekir ki sizler akledesiniz!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti.

  • 6:152

  • وَلَا تَقْرَبُوا۟ مَالَ ٱلْيَتِيمِ إِلَّا بِٱلَّتِى هِىَ أَحْسَنُ حَتَّىٰ يَبْلُغَ أَشُدَّهُۥ ۖ وَأَوْفُوا۟ ٱلْكَيْلَ وَٱلْمِيزَانَ بِٱلْقِسْطِ ۖ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا ۖ وَإِذَا قُلْتُمْ فَٱعْدِلُوا۟ وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبَىٰ ۖ وَبِعَهْدِ ٱللَّهِ أَوْفُوا۟ ۚ ذَٰلِكُمْ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve yetimin malına yaklaşmayın, ancak en güzel olanı ile! Ta ki rüşdüne erinceye değin. Ve ölçmeyi ve tartmayı ölçekle tastamam yapın. Bir kimseyi kapasitesi dışında mükellef kılmayız! Ve söylediğinizde o vakit adil olun; velev ki yakınlığı olan biri olsun. Ve Allah’ın ahdine vefa gösterin. Şu var ya, onu size vasiyet etmiştir gerekir ki sizler öğüt alasınız.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Yetimin malına yaklaşmayın; yalnız erginlik çağına erişinceye kadar (malına) en güzel biçimde (yaklaşabilir ve uygun şekilde harcayabilirsiniz). Ölçü ve tartıyı tam adaletle yapın. Biz kimseye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da, yakınınız da olsa âdil olun ve Allah'a verdiğiniz sözü tutun. Öğüt alıp düşünesiniz diye Allah bunları size emretmiştir.

  • 6:153

  • وَأَنَّ هَٰذَا صِرَٰطِى مُسْتَقِيمًۭا فَٱتَّبِعُوهُ ۖ وَلَا تَتَّبِعُوا۟ ٱلسُّبُلَ فَتَفَرَّقَ بِكُمْ عَن سَبِيلِهِۦ ۚ ذَٰلِكُمْ وَصَّىٰكُم بِهِۦ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Bir de bu benim yolumdur dosdoğru; dolayısıyla ona tabi olun! Ancak yollara tabi olmayın sonra sizi O’nun yolundan saçarlar. Şu var ya, onu size vasiyet etmiştir gerekir ki sizler sakınasınız.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte benim doğru yolum budur; ona uyun. Sizi O'nun yolundan ayıracak başka yollara uymayın. (Azabından) korunmanız için Allah size böyle tavsiye etmiştir.

  • 6:154

  • ثُمَّ ءَاتَيْنَا مُوسَى ٱلْكِتَٰبَ تَمَامًا عَلَى ٱلَّذِىٓ أَحْسَنَ وَتَفْصِيلًۭا لِّكُلِّ شَىْءٍۢ وَهُدًۭى وَرَحْمَةًۭ لَّعَلَّهُم بِلِقَآءِ رَبِّهِمْ يُؤْمِنُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Sonra Musa’ya Kitab’ı ulaştırdık; güzel yapana tamamlayıcı ve her şey için tafsil ve hidayet ve rahmet olarak; gerekir ki onlar Rab’leriyle buluşacaklarına iman etsinler.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sonra iyilik edenlere (nimetimizi) tamamlamak, her şeyi açıklamak ve doğru yola iletici ve rahmet olmak üzere Musa'ya Kitab'ı verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına inansınlar.

  • 6:155

  • وَهَٰذَا كِتَٰبٌ أَنزَلْنَٰهُ مُبَارَكٌۭ فَٱتَّبِعُوهُ وَٱتَّقُوا۟ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Bu da bir Kitap’tır; onu Biz indirdik; mübarektir; artık ona tabi olun ve sakının; gerekir ki sizler rahmet olunasınız.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    İşte bu (Kur'ân) da mübarek bir Kitap'tır. Onu biz indirdik. Ona uyun ve Allah'tan korkun ki, size rahmet edilsin.

  • 6:156

  • أَن تَقُولُوٓا۟ إِنَّمَآ أُنزِلَ ٱلْكِتَٰبُ عَلَىٰ طَآئِفَتَيْنِ مِن قَبْلِنَا وَإِن كُنَّا عَن دِرَاسَتِهِمْ لَغَٰفِلِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Demeyesiniz, Kitap bizden önce ancak iki taifeye indirildi ve muhakkak ki bizler onların ders yapmalarından kesinlikle gafildik.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (Onu size indirdik ki:) "Kitap, sadece bizden önceki iki topluluğa (yahudi ve hıristiyanlara) indirildi; biz ise, onların okumasından habersizdik (o kitapları okuyamıyor ve dillerini anlayamıyorduk)" demeyesiniz.

  • 6:157

  • أَوْ تَقُولُوا۟ لَوْ أَنَّآ أُنزِلَ عَلَيْنَا ٱلْكِتَٰبُ لَكُنَّآ أَهْدَىٰ مِنْهُمْ ۚ فَقَدْ جَآءَكُم بَيِّنَةٌۭ مِّن رَّبِّكُمْ وَهُدًۭى وَرَحْمَةٌۭ ۚ فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن كَذَّبَ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ وَصَدَفَ عَنْهَا ۗ سَنَجْزِى ٱلَّذِينَ يَصْدِفُونَ عَنْ ءَايَٰتِنَا سُوٓءَ ٱلْعَذَابِ بِمَا كَانُوا۟ يَصْدِفُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Yahut demeyesiniz, Kitap şayet bize indirilmiş olsaydı biz onlardan kesinlikle daha hidayetli olurduk. İşte size Rabbinizden bir beyyine ve bir hidayet ve bir rahmet kesinlikle gelmiş bulunuyor! Şu halde Allah’ın ayetlerini yalanlayandan ve onlardan yan çizenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden yan çizen kimseleri yan çizip durmalarından ötürü azabın en beteriyle yakında cezalandıracağız.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Yahut: "Eğer bize kitap indirilseydi, biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk", demeyesiniz. İşte size de Rabbinizden açık delil, hidayet ve rahmet geldi. Allah'ın âyetlerini yalanlayıp, onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir? Âyetlerimizden yüz çevirenleri, yüz çevirmeleri sebebiyle azabın en kötüsüyle cezalandıracağız.

  • 6:158

  • هَلْ يَنظُرُونَ إِلَّآ أَن تَأْتِيَهُمُ ٱلْمَلَٰٓئِكَةُ أَوْ يَأْتِىَ رَبُّكَ أَوْ يَأْتِىَ بَعْضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ ۗ يَوْمَ يَأْتِى بَعْضُ ءَايَٰتِ رَبِّكَ لَا يَنفَعُ نَفْسًا إِيمَٰنُهَا لَمْ تَكُنْ ءَامَنَتْ مِن قَبْلُ أَوْ كَسَبَتْ فِىٓ إِيمَٰنِهَا خَيْرًۭا ۗ قُلِ ٱنتَظِرُوٓا۟ إِنَّا مُنتَظِرُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Kendilerine ille de meleklerin gelmesini mi yahut Rabbinin gelmesini mi yahut Rabbinin ayetlerinin bazısının gelmesini mi bekliyorlar? Rabbinin ayetlerinin bazısı geldiği gün iman etmesi herhangi bir kimseye fayda vermez, öncesinde iman etmemiş yahut imanında bir hayır kazanmamışsa. De ki: Bekleyin; muhakkak ki biz bekleyenleriz.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    (İnanmak için) ille meleklerin gelmesini, yahut Rabbinin gelmesini, ya da Rabbinin bazı âyetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Ama Rabbinin (azab) işaretlerinin geldiği gün, daha önce iman etmemiş, yahut imanında bir hayır kazanmamış kimseye, artık inanması bir fayda sağlamaz. De ki: "Bekleyin; biz de beklemekteyiz."

  • 6:159

  • إِنَّ ٱلَّذِينَ فَرَّقُوا۟ دِينَهُمْ وَكَانُوا۟ شِيَعًۭا لَّسْتَ مِنْهُمْ فِى شَىْءٍ ۚ إِنَّمَآ أَمْرُهُمْ إِلَى ٱللَّهِ ثُمَّ يُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُوا۟ يَفْعَلُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Muhakkak ki dinlerini ayırmış ve grup grup olmuş kimseler; onlardan yana herhangi bir şeyde değilsin. Onların işi ancak Allah’adır; sonra onlara yapıp durduklarını haber verir!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Dinlerini parça parça edip, grup grup olanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır, sonra (Allah) onlara yaptıklarını haber verecektir.

  • 6:160

  • مَن جَآءَ بِٱلْحَسَنَةِ فَلَهُۥ عَشْرُ أَمْثَالِهَا ۖ وَمَن جَآءَ بِٱلسَّيِّئَةِ فَلَا يُجْزَىٰٓ إِلَّا مِثْلَهَا وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    Kim hasene ile gelmişse bu durumda ona, onun on misli vardır; kim de kötülük ile gelmişse bu durumda o mislinden başkasıyla cezalandırılmaz. Nitekim onlara zulmedilmez.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Kim iyilik getirirse, ona o (getirdiği)nin on katı vardır. Kim kötülük getirirse, sadece onun dengiyle cezalandırılır; onlar haksızlığa uğratılmazlar.

  • 6:161

  • قُلْ إِنَّنِى هَدَىٰنِى رَبِّىٓ إِلَىٰ صِرَٰطٍۢ مُّسْتَقِيمٍۢ دِينًۭا قِيَمًۭا مِّلَّةَ إِبْرَٰهِيمَ حَنِيفًۭا ۚ وَمَا كَانَ مِنَ ٱلْمُشْرِكِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Muhakkak ki beni, Rabbim bir Sıratı Müstakime hidayet etti: dosdoğru bir dine İbrahim’in milletine hanif olarak hem o müşriklerden değildi!

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: Rabbim, beni doğru yola iletti. Dosdoğru dine, Allah'ı birleyen İbrahim'in dinine. O, ortak koşanlardan değildi.

  • 6:162

  • قُلْ إِنَّ صَلَاتِى وَنُسُكِى وَمَحْيَاىَ وَمَمَاتِى لِلَّهِ رَبِّ ٱلْعَٰلَمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: muhakkak ki namazım ve kurbanım ve hayatım ve ölümüm Alemlerin Rabbi Allah’ındır.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep âlemlerin Rabbi Allah içindir.

  • 6:163

  • لَا شَرِيكَ لَهُۥ ۖ وَبِذَٰلِكَ أُمِرْتُ وَأَنَا۠ أَوَّلُ ٱلْمُسْلِمِينَ
  • Halis Aydemir Meali

    Hiçbir ortağı yoktur O’nun! İşte bununla emrolundum ve ben Müslümanların birincisiyim.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Onun ortağı yoktur. Bana böyle emrolundu ve ben müslümanların ilkiyim.

  • 6:164

  • قُلْ أَغَيْرَ ٱللَّهِ أَبْغِى رَبًّۭا وَهُوَ رَبُّ كُلِّ شَىْءٍۢ ۚ وَلَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ إِلَّا عَلَيْهَا ۚ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌۭ وِزْرَ أُخْرَىٰ ۚ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّكُم مَّرْجِعُكُمْ فَيُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمْ فِيهِ تَخْتَلِفُونَ
  • Halis Aydemir Meali

    De ki: Allah’tan gayrı bir rab mi isteyeyim; halbuki O her şeyin Rabbidir! Ve hiçbir nefs kendinden başkası aleyhine kazanmaz. Ve hiçbir suçlu bir başkasının suçunu yüklenmez. Sonra sizin dönüşünüz Rabbinizedir; o vakit hakkında ihtilaf edip durduklarınızı size haber verir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    De ki: Allah herşeyin Rabbi iken, ben O'ndan başka Rab mi arayayım? Herkesin kazandığı yalnız kendisine aittir. Kendi (günah) yükünü taşıyan hiç kimse, bir başkasının (günah) yükünü taşımaz. Sonra dönüşünüz Rabbinizedir. O, ayrılığa düştüğünüz gerçeği size haber verecektir.

  • 6:165

  • وَهُوَ ٱلَّذِى جَعَلَكُمْ خَلَٰٓئِفَ ٱلْأَرْضِ وَرَفَعَ بَعْضَكُمْ فَوْقَ بَعْضٍۢ دَرَجَٰتٍۢ لِّيَبْلُوَكُمْ فِى مَآ ءَاتَىٰكُمْ ۗ إِنَّ رَبَّكَ سَرِيعُ ٱلْعِقَابِ وَإِنَّهُۥ لَغَفُورٌۭ رَّحِيمٌۢ
  • Halis Aydemir Meali

    Ve O’dur size vermiş olduklarıyla sizi sınasın diye sizi yeryüzünün halifeleri kılmış ve bazınızı bazınızın üstüne derece derece yükseltmiş olan! Muhakkak ki senin Rabbin cezalandırması hızlı olandır; Yine muhakkak ki O kesinlikle Gafûr’dur; Rahîm’dir.

  • Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Meali

    Sizi yeryüzünün halifeleri yapan, size verdiği şeylerde, sizi denemek için, kiminizi kiminizden derecelerle üstün kılan O'dur. Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır ve O, bağışlayan, esirgeyendir.

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165